Ana içeriğe atla

Kongreye Giderken-1

Elimden geldiğince ve fırsat buldukça kongreye yaklaştığımız süreçte bir yazı dizisi ile mevcut yönetime ve yönetime aday olanlara ilişkin değerlendirmelerime yer vereceğim. İlk yazının konusunu mevcut yönetimin mali anlayışı oluşturuyor.
 
Mevcut yönetim kongre sürecinde Mehmet Gökoğlu'nun başkan adaylığından çekilmesi sonrasında Önder Serin'in başkanlığında, Gökoğlu'nun aday kadrosunu koruyarak göreve başlamıştı. Nitekim Gökoğlu'nun birçok söylemini de devam ettirdiler, sonrasında ilişkilerin limoni bir hal aldığını duyduk ama resmi bir şey yok ortada.
 
Mehmet Gökoğlu Selahattin Aydoğdu'nun 10 milyon TL hibe (aslında hibe değil sponsor geliri) getireceğini açıkladığı kongre sürecinde 4 milyon TL kaynak aktarıp 2 milyon TL hibe edeceğini söylerken, Önder Serin ve diğer yöneticiler Gökoğlu'nun listesinde idiler. Bir kişi de çıkıp ben bu parayı vermem demedi. Örtülü olarak bu söylem devam ettirildi. Nitekim daha sonra yönetimin 2 milyon TL hibe için "kulübe kazandırılan tutarları hibe ettik" şeklinde akıllara zarar açıklaması, Gökoğlu döneminde verilen bu sözlerin mevcut yönetimi bağladığını da ortaya koyuyordu.
 
Gelinen noktada yöneticiler mali sıkıntı yok derken, futbolcuların peşinatlarının ödendiğinden, primlerinin yatırıldığından bahsediyordu. Gülünçlükler zaten burdan başlıyordu. Sezonun sonu gelmiş, futbolcunun adı üstünde "peşinatı" yatırıldı açıklaması yapılıyor. Bunun gündemde dahi olmaması gerekirdi. Primler yatırıldı açıklaması yapıldı, ancak hiç maç başlarından dem vurulmadı. Bu dönemde, bu rekabet ortamında maç başı alacağı olmaksızın oynayacak futbolcu bulmak kolay değil. Bizim kardeşlerimiz bizi play-off'a taşıdılar, ne kadar teşekkür etsek azdır. Sonradan gördük ki; Erman Özgür'ün de açıkladığı üzere maç başları yatırılmamış olan futbolcular kaptanın iki dudağının arasından çıkacak bir sözle federasyona başvurup alacaklarını isteyecek durumdalar. Bu tutar yatırılmazsa transfer yasağı geleceğini söylemeye lüzüm yok sanırım. Üstelik yönetim yalanlamadı bu borcun 4 milyon TL olduğu yönündeki iddiaları.
 
Hiçbir şekilde borcumuz şu kadardır, gelirimiz giderimiz şudur, şuralardan alacağımız var denmedi. Beylik ama karın doyurmayan laflarla, dürüst bir şekilde çalıştıklarını, Demirspor'un menfaatine aykırı hareket etmediklerini dile getirmekle yetindiler en şeffaf oldukları dönemlerde.
 
Şimdi kongre yaklaşıyor. Her kongrede mali tablolar hazırlanır ve kongre üyelerinin onayına sunulur, ayrıca -yapılması gerekir ama yapıldığını sanmıyorum- bir faaliyet raporu hazırlanır, bir nevi "icraatın içinden". Bu süreçte yönetimin göğüslemesi gereken soruları ben buraya yazayım, onlardan bu yardımı esirgemeyeyim.
 
Bildiğimiz ve yalanlanmayan hususlar şu şekilde:
 
Mehmet Gökoğlu 100.000 TL hibe
Kombine satışı 650.000 TL
Forma reklamı 400.000 TL
İddaa gelirleri 1.700.000 TL (maç başına 50.000 TL varsayımı altında)
Stat gelirleri 1.500.000 TL (takriben-İlhan'ın haciz koyduğu maçın hasılatı 162.500 TL olarak açıklandı.)
Belediye aktarımları 2.500.000 TL (ayda 300 bin ortalama varsaydım, konu hakkında hiç açıklama yapılmadı, sezon başında 600-700 bin TL ödendiği söyleniyordu)
Yöneticiler tarafından harcandığı ifade edilen tutar 4.000.000 TL
TRT yayın gelirleri hakkında tam bir bilgim yok, o nedenle dahil etmiyorum.
Fedarasyon konaklama giderlerini karşılıyor.
Lawal'ın satılmasından elde edilen gelir: 350.000 EUR (satış 400.000 EUR, maliyet 50.000 EUR) karşılığı düşük hesap 800.000 TL.
 
Hesaplanabilen toplam tahmini gelir: 11.650.000 TL
 
Sene başı açıklamasına göre transfer bütçemiz 4-4,5 milyon TL idi. Gönderilen futbolcular ile maliyet avantajı sağlandığı da dile getirildi. Herhangi bir düzeltme olmadı. İşin ilginci futbolculara ödeme yapılmadığı söylenen tutar da 4 milyon TL civarında. Bir başka internet sitesinde çalışanların 6 aydır aylıklarının ödenmediği söyleniyor.
 
Bütçe %50 şaşsın, 6 milyon TL olsun diyelim. Sabit giderler de 2,5 milyon TL olsun varsayalım. Bunların da hepsi ödenmiş olsun, diye pembe bir tablo ortaya koyalım. Ki ödenmediği yazılıp çiziliyor. Arada yaklaşık 3,5 milyon TL para kalıyor. Nerde bu para veya hesap hatası nerde, açıklayın bilelim.
 
Bir de Serin'in açıklaması var, son olarak onu belirteyim, yönetimi 9 milyon TL borç ile devraldığını, bu borcun 13-13,5 milyon TL'ye çıktığını ancak ödemeler yapıldıkça borç miktarının azalacağını, sezon sonunda takımı devraldığı borç miktarı ile devredeceğini ifade etmişti.
 
Koca bir sezonda mali gelişmelere ilişkin en ufak bir bilgimiz olmadı, şüphelerimiz tavan yaptı. Kongre'de aday olmamaları en büyük temennim olacaktır. Mali şeffaflık ve yönetim açısından sınıfta kaldılar. Diğer yönlerden değerlendirmelerim bir sonraki yazıda olacak.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Twitter'da gelen yorumlarda TRT yayın gelirinin 221 bin tl olduğu belirtilmiş; bir de TFF'nin 1.lig'e ayak bastı olarak verdiği meblağı da gelirlere eklemek gerektiği söylenmiş. Buraya da aktarayım istedim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir