Ana içeriğe atla

Spor Emek-Sen, Sportmence...


Efsane futbolcu Metin Kurt'u hepimiz biliriz; bir diğer adıyla "Çizgi Metin". Kendisini geçtiğimiz yıl Ağustos ayında kaybetmiştik. Metin ağabey futbolculuğu kadar muhalif duruşuyla da adından sıkça bahsettirmişti. Futbol'da ilk kez sendikal hareketi başlatmıştı. Bu sendikanın İstanbul sorumlusu "Eser Özaltındere", Trabzon sorumlusu ise "Şenol Güneş" olmuştu. 

Sonrasında Metin Kurt, bu girişiminden dolayı futboldan aforoz edilmiş, sendika girişimi yeterli desteği görememiş bir nevi yetim kalmıştı. Hatta bu sendikal oluşum "Sportmence" adında bir dergi de çıkartmıştı o yıllarda.

Bu kısa bilgilendirme yazısından sonra gelelim mevzumuza:

Metin ağabey'in vefatından önce 2010 yılı Aralık ayında bu sendika tekrar kuruldu ve çalışmalarına başladı. Kuruluşunda şöyle bir açıklama yapılmıştı:

"12 Eylül darbesi ile kesintiye uğrayan spordaki örgütlenmenin canlandırılmasını, sporun, ülkemizde yaşanan emeğe ve emekçiye yönelik saldırı sürecinin destekçisi rolünden çıkarılmasını ve sporcuların da alınıp-satılan kiralanan bir mal olmaktan çıkartılarak özgür bir sporcu olmalarını sağlamayı amaçlıyor."

Türkiye'de sendikal mücadelenin zorlukları hepimizin malumu. Hele de spor alanında faaliyet göstermek çok daha zor. Sendika şu an emekleme döneminde diyebiliriz. Spor Emek-Sen geçtiğimiz günlerde Sportmence adındaki dergiyi tekrar yayınlamaya başladı. İlk sayısı basılan dergiyi Ankara'da NHKM'de, İstanbul'da Mephisto kitabevinde bulmak mümkün. Ankara ve İstanbul'da olmayanlar ise dergisportmence@gmail adresinden iletişim kurup dergi talebinde bulunabilirler. Takip etmek isteyenler için Sendikanın web ve sosyal medya adresleri de şöyle: 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...