Ana içeriğe atla

Konuk Yazar: "Şehir Yeterince Mavi Mi?"

Daimi-konukyazarlarımızdan Uğur Ali Yıldırım, 5 Ocak Stadı'na hakim olan rengin kente de yayılması gerektiğini söylüyor. Adana'nın mavi hakimiyetine girmesi için herkesi göreve çağırıyor. Bu açıdan son bir hafta içerisinde başlayan ve sticker'lar aracılığı ile kentin her yerine Adana Demirspor logosu yapıştırma eylemi güçlendirilebilir:

"Geçen gün emmim ile konuşuyorduk telefonda. İkimizin de Adana dışında çalışmasından ve Adana'ya yılın belli dönemlerinde gitme şansımız olmasından olsa gerek sohbetimizin içine Kebap, şalgam meyve sucular, tatlıcılar ve tabi ki Demirspor girdi doğal olarak.

Futbolun yansıra emmimin 80'lerin sonu 90'ların başlarında 5 Ocak Stadının hemen karşısındaki bir lokantada çalışması ve o dönemde maç günleri masa örtülerinin bile Mavi-Lacivert serilmesi gibi anılardan dem vururken, konu hepimizin ortak bir kanaatte buluşacağını düşündüğüm bir konuya geldi. Şehir yeterince Mavi mi?

Bu soruyu şu amaçla soruyorum. Tahminlerimizi boşa çıkarmayan bir istatistik oluştu 1.lig de ilk yarı sonunda. Maç başına stada en çok gelen taraftar Adana Demirsporlulardı! Eyvallah aksi aklıma bile gelmemişti zaten (ki sezon başındaki huzursuzluklar olmasa bu rakamlar daha da yukarı çıkardı bence). Fakat özellikle Arjantin,de River Plate, Boca gibi takımların bulundukları şehirlerin o takımın renkleri ile kaplı olması hep Adana için de hayalini kurduğum bir şeydi. Öyle ki oraları görmüş ve dönüşünde bolca fotoğraf getirmiş olan bir arkadaşımın her karesinde Boca'nın renkleri ile kaplı duvarlar, posterler , trafolar, camlar, vitrinler ve hemen her balkondan sarkan bayraklar. Dev Boca Juniors reklam afişleri de cabası. Yani o şehre giren , futbol ile hiç ilgilenmeyen ve hatta Boca Juniors adını hiç duymamış biri bile oraları görünce " hmm bu şehir Boca Juniors fanatiği" kanaati ile dönüyor. Bunun tek sebebi ise o sokakların renkleri. Tabi ki tasvir ettiğim bu görüntünün şehrin her yerinde olmadığını, çoğu yerinde ve özellikle stadyum çevresinde olduğunu söylemeliyim. Ama dediğim gibi şehrin yalnızca fotoğrafını gören biri bile o takımı hissediyor renkleri ile.

Ülkemizde de bunu hissettiren iki yer sayabilirim. İstanbul'da özellikle Büyük Beşiktaş Çarşısı civarı , lokantalar, Kazan vs bu havayı yakalamış yerlerden biri ve bu etkiyi eskiden daha baskın gösteren bir Trabzon'u örnek gösterebiliriz.

Adana'da ise özellikle ligin sonlarına doğru takımın bir başarı iddiası varsa kısmen de olsa bu havayı daha çok soluyabiliyoruz. Asılan içeriğini çok sevmesem de (politika koktuklarından dolayı) başarı temennisi ile dolu afişler, işyerleri ve lokantaların astıkları dev bayraklar, balkonlarda çoğalan bayraklar ve sokaklarda çoğalan formalar ile bu havayı birazcık tadabilir şehre dışarıdan gelen biri.

Ama ben bu havanın ve daha da fazlasının yıl boyunca sürdürülmesi gerektiğini düşünmekteyim. Özellikle Demirspor kültürü ve bunun gelecek kuşaklara aktarılmasının önemini düşünecek olursak anlattıklarımın yerini daha iyi anlamış oluruz zannımca. Nitekim Sakaryaspor ve aynı kaderi paylaşan köklü kulüplerin bu bilinci şu andaki nesillere iyi aktaramadığını düşünüyorum. Bugün zirveye yakın sayılırız ama yarını bir kaç kodamanın insafına bırakmamak ve Adana'nın İstanbulun renkleri ile kuşanmamasını istiyorsak anlattığım kültür ve gelecek nesiller meselesinin önemi daha da sivri bir şekilde görünüyor gözümüze.

Peki bunun için ne önerebilir ne yapabiliriz. Bu görüşlerimi başka bir yazıda bildireceğim ve belki de iletişime geçip tartışıp beraber yazmalıyız. Demirsporlular her türlü konuşabilir. Twitter bu iş için iyi görünüyor."

Yorumlar

Unknown dedi ki…
bu stikerlerden edinmek istiyor bizim çocuklar nasıl ulaşabiliriz bilgi verirmisiniz
yavuzy dedi ki…
mavilacivert.com üyelerinin organizasyonu olduğu için onlar daha iyi bilir. Twitter'dan İbrahim İlya'ya da ulaşabilirsiniz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.