Ana içeriğe atla

AVM'niz Batsın!

Son 10 yılda hayatımıza giren kavramlardan biri, alışveriş merkezi (AVM); tüketmekle, harcamakla hayatı eş tutan bakış açısının olmazsa olmazı. Yıkılan her bina, AVM projesi olarak karşımıza çıkıyor. Her yangından sonra aklımızda aynı soru, bu alan ucuza kime verilecek?

Adana 5 Ocak Stadı'nın yaıkılıp yerine de AVM yapılması planlanıyor. Birbirinin aynı, plastik statların bir yenisi Adana'ya da yapılacak. Yeni stat projesi beni hiç heyecanlandırmıyor; tersine üzüyor. Birilerinin arazisi değerlensin diye şehrin dışına çıkarılan kamusal mekanların yerine, piyasanın kalbi AVM'ler yerleştiriliyor. Alışveriş yapacak çok az yerimiz var, değil mi? AVM olmazsa TOKİ. Sloganı "İnşaat ya resullah" olan bir zihniyetin ürettiği benzer plastik yapılar.

Adana'da şehrin ortasında ve oldukça değerli bir arazide yerleşik 5 Ocak stadı yıkılacaksa, yerine yine kamusal iş gören, herkesin eşit olarak yararlanabileceği bir mekan öngörülmeli.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi de bu konuya kamuoyunun dikkatini çekmek istiyor: http://adana.imo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=3616&tipi=1&sube=2

Yorumlar

ugur-forzache dedi ki…
Çok önemli ve dikkatlerden kaçan bir konuya değindiğin için önce teşekkürler. Bu olay adına kampanyalar düzenlenecesi bir durumdur şahsi kanaatimce.Bu 1. öncelikli vahim olaydır. 2. sırada ise Yeni yapılacak MODEREN stadlarda öncelik taraftarı dizginlemek olmuştur yönetimlerce en bariz örneğini de Gençfenerlilerin yaşadıkları teşkil etmektedir. Bu konuda ayık olmamız gerekecektir. Ardına her yeri kombineleştirmek ve maçı arabası olan kodomanlar izlesine kadar uzanan bir yoldur ileri boyutta
coulibaly dedi ki…
Yeni stad konusunda ben de çok üzülüyorum. O güzelim 5 Ocak ruhunu bırakıp hem de şehrin en güzel yerindeyken herkesin gelebildiği bir yerdeyken, şehir dışına çıkarılmak mutlu etmiyor tersine üzüyor. Arabası olan maça gelsin, geldiğinde oradaki fast food tarzı restoranlardan yemek tüketsin, alış veriş yapsın, taraftar yerine seyirci olsun sadece para harcasın ve izlesin mantığında yeni stad projeleri. İzmir'de Alsancak stadı için taraftarlar bütün olup en azından bu duruma dikkat çekti. Biz neden Adanasporlularla böyle bir şey yapmadık ya da yapmıyoruz bilmiyorum. Yeni stadın ismi bile tartışma konusu 5 Ocak varken Koza Arenanın anlamı var mı ?
Fırat Ateş dedi ki…
Tarihsel ve toplumsal ilerlemeyi Plaza, Rezidans, Apartman, AVM, Duble Yol yapmaktan ibaret sanıyorlar. Bu sebeple tüm ülkeyi şantiye alanına çevirdiler. Birbirinin aynısı, estetikten yoksun binalar yüzünden bütün şehirler birbirine benziyor artık. Bu ülke görsel açıdan hiç bu kadar çirkin olmamıştı. Ne yazık ki Adana'da bu gelişmelerden nasibini alıyor.

Apartman, duble yol ve AVM'lerden oluşan "yalnız ve güzel ülke"...
aLisqo dedi ki…
Çok güzel bir konuya değinilmiş. Umarım bu konu gösterilecek olan tepkinin sadece bir başlangıcı olur. Coulibaly gerçekten çok güzel bir fikir sunmuşsun. Böyle zor zamanlarda kenetlenmeli, bir bütün olmalıyız. Fakat sadece Adanasporlular ve biz Demirsporlular yetmez. Tüm Adana Halkıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, siyasi partileriyle, duyarlı vatandaşlarla kol kola olmalıyız. Göstermeliyiz tüm egemen güçlere şehrimize bağlılığımızı ve onlara rant sağlamanın bu kadar kolay olmadığını.. Umuyorum ki en kısa zamanda Şimşekler Grubu bu konu hakkında organize olur.
yavuzy dedi ki…
Tarihsel ilerlemenin bizi bina temellerine çakacağından korkuyorum! Adana'da bu konuda tepki olur mu, bilemedim; hangi konuda tepki verebildik bugüne kadar (grubu kastetmiyorum, şehir olarak...). Yine de bir pankartla mesaj verilebilir. Bir de vatandaşın, "cıncık gibi statta maç izlemek istiyoz gardaş" reformizmi baskın çıkabilir. Doğrudur, güzel stattaları severiz. Ama ayrıldığımız yerin de iyi doldurulması gerekli.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...