Ana içeriğe atla

Acilen Uyanmak Lazım

Dün Kartal maçını izlediğimizde, takımda bir atalet gördüm. Bu atalet bana 5 maç üst üste kazandığımız maçlardan Şanlıurfa maçını hatırlattı. O zaman özgüvenimiz yüksekti de kötü oyun maç aldırabiliyordu. Sonrası malum; gerileme başlamıştı.
 
Şimdi takımda gizli işsizlik olduğunu seziyorum. Tamam 10 kişiydik ama Juninho da sürekli geriye gelip top almak zorunda kalmasa belki diklemesine top atabileceğimiz alanlar boş kalmayacaktı. Genelde yanlamasına top oynadık, zaten adam eksiltecek yapıda çok oyuncumuz yok. Takım da tek hat halinde dizilince ileride etkisiz kaldık. Kimi zaman bu gizli işsizliği aynı yerde ne yaptığını bilmeyen beş oyuncunun bulunması olarak gördük. Rıdvan tek olumlu pas vermedi, çok atak aday adayı paslaşmamızı daha adaylığa yükselemeden sonlandırdı. Ama olumlu yanını da söyleyeyim, bence çok yoruldu. Geride çok top kapmaya çalıştı. Kaptığın topu harcarsan bal yapmayan arı olursun.
 
Tek tek futbolcu analizine girmek gelmiyor içimden yine de...
 
Üç golü neden yedik demeyeceğim ama futbolcularımızın da takım olarak sahada savaştıklarını görsek daha bir huzurlu dönebilirdik evlerimize.
 
Galibiyet serisi yakalayan kadronun ilk yarıda kaldığı söylemini aklımda tutarak, ben Rize karşısında izlediğim takımı görmek istiyorum sahada. Zor değil. Biraz daha konsantrasyon ve kendiniz gibi mücadele etmeniz yeterli. Hep düşme hattındaki takımlarla oynayacağız doğru ama biz Altınordu'yu bir alt lige göndererek şampiyon olduk. Ayrıca düşme hattındaki takım elinden gelenin en iyisini yapsa dahi, biz de elimizden gelenin en iyisini yaparsak sahadan mutsuz ayrılmamız söz konusu dahi olmaz. Her şey bizim elimizde. Yeniden ayağa kalkalım ve 5 maçlık bir galibiyet serisi yakalayalım. Tam zamanı. Daha önce yaptık, yine yaparız.

Yorumlar

Unknown dedi ki…
şansımız azaldı ama olmayacak şey değil bestemizinde söylediği gibi daha fazla cesaret gerekiyor bize

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...