Ana içeriğe atla

Urfaspor Sıkıntısı

Grupların bölgelere göre ayrılmasıyla Ş.Urfaspor'la sık sık karşılaştık son dönemlerde. Çokça canımızı yakan, önümüze taş koyan takımlardan... Hiçbir iddiası yokken bizim maçlara özel olarak bilenmek konusunda uzmanlar! Bizi yenmek, bölge takımları için bir mertebe!

Hele ki 2007'deki yükselme grubundaki 2-2'lik maçların ikincisi unutulmaz. O sezon, grup maçlarında ilk ikiye girip sarı-yeşillilerle birlikte yükselme grubuna çıkmıştık. Grup maçlarının ikincisinde, deplasmandaki maçta, 4 kırmızı kart görüp 1-0 yenilmiştik. Gol, 2 kırmızıdan sonra gelmişti...

Bize hınçları bitmedi; Urfa'daki maçta, ligin bitimine 3 hafta kala, biz ikinci sırada ve onlar altlarda iddiasızken yine olayların damga vurduğu maçta, berbat hakem kararları ile 2-2 berabere kaldık. O maçın -güya- "sorunsuz" geçeceği konusunda yöneticilerimiz camiamızı ikna etmişti! Maçtan sonra Urfaspor yönetimi, teknik direktör Mustafa Çapanoğlu'nun görevine son verdi ve birçok futbolcuyu kadro dışı bıraktı. Kaybettiğimiz iki puanla üçüncülüğe düştük ve sonraki haftalar Bolu ve Sarıyer'i yensek de ilk ikiye giremeyip play-offlara kaldık.

Çapanoğlu'nun bizimle derdi o vakit bitmedi; ertesi sene de Karabükspor'la başımıza bela olmaya devam etti.

Urfaspor'la toplamda 15 kez karşılaştık; 7 galibiyetimiz var; 5 beraberlik ve 3 mağlubiyet...
(http://www.mackolik.com/Comparison/AllMatches.aspx?id=1001802)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.