Ana içeriğe atla

Manisa Deplasmanı Meselesi


Bugünün bizim açımızdan gündemi Manisa deplasmanına gitmek isteyen arkadaşların Murat Dilme'den destek alarak bu işi kotarmak istemesiydi. Facebook sayfasında örgütlenen arkadaşlar, sayının yeteri kadar olmaması nedeniyle maliyetlerin yükselmesi yüzünden birçok öğrenci arkadaşın talebini geri çevirmemek adına M. Dilme'den destek istemişler. Öğrenci arkadaşların ve organizasyonu yapanların iyiniyetine inansam da M. Dilme'nin "taraftarın koruyucusu, hamisi" olması imajını kabul edemezdik. Kaldı ki bugüne kadar Ankara Tayfası, rahmetli Bekir Çınar da dahil olmak üzere kimsenin maddi yardımını, destek önerisini kabul etmemişti.

Bugün ben (@yavzy), Mustafa (@ucarmustafaucar) ve Onur Biçer (@MOnurBicer) Dilme'nin bu reklam kokan hareketini twitterda eleştirdi(k). Bunun nedeni şuydu;

Ankara Tayfası deplasmanlara kalabalık gittiği için, maçlarda en çok bağıran olduğu için Tayfa olmadı; dışarıda Ankara Tayfası denince akla deplasmanlara en kalabalık gelen grup diye birşey akla gelmez. Bu konuda rahat olun. Herhangi bir maça gitme/mutlaka orada olma zorunluluğumuz yok. Deplasmanlarda grup yokken onların yerine geçme, onları ikame etme sorumluluğumuz da yok.

Öğrenci arkadaşlar için böyle bir yola gidildiğinin farkındayım, ama 2007'den beri yavaş yavaş oluşturduğumuz bir imajın sıradan bir maç için kolaylıkla aşılmasına gönlümüz razı olmadı. "Bu organizasyonu iptal edin, kimse o otobüse binmesin" gibi müdahaleler yapmadık dikkat ederseniz; bizim derdimiz daha çok M. Dilme'nin bu işten çıkaracağı paydı.

Yıllardır deplasman organizasyonları yaşarken benzer sıkıntıları biz de yaşadık; bu tip şeyler normal. Tayfa olmak bugünlerde belli oluyor. İyi kötü oturup kalkmışlığımız, muhabbet etmişliğimiz var, birbirimizi tanıyoruz. Her konuda uzlaşmak zorunda değiliz ama asgari müşterekleri kaçırmayalım.

Yorumlar

Unknown dedi ki…
sevgili arkadaşlarım hiçbirinizle şahsen tanışamadık henüz ama uzaktanda olsa sizi bu ilkeli duruşunuzla sevdik beğendik hepinizin gözlerinden öperim!!
Unknown dedi ki…
vay be bu devirde böyle bir yaklaşım duruş valla helal olsun yazdıklarınızın içi boş değilmiş gözümüz arkada kalmayacak sizin gibi gençler olduğu sürece.
aLisqo dedi ki…
Demirspor yönetimi sizin tırnagınız kadar olsa daha ne var be.. Sözünüzün eri, adam gibi adamsınız. Keşke şu takımın yönetimi sizlerde olsa da gerçekten elini taşın altına koyan bir yönetime tanık olsak. Keşke sizler yönetimde olsanız da gençlerimizi izleyebilsek, geleceğe umutla bakabilsek... İyi ki varsınız Ankara Tayfası.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...