Ana içeriğe atla

Durumdan Memnun Muyuz?!

Aldığı başarısız sonuçlara rağmen tatil hediye edilen futbolcularımıza, herhangi bir para cezası ya da kadro dışı uygulaması da yapılmadı.

Liderle 4 puan farka girdiğimiz devrenin ardından, ikinci yarı farkı 13 puana çıkardık. Henüz yönetim, teknik ekip veya oyunculardan kötü gidişin nedenlerine dair bir özür, açıklama ya da bu gidişi durdurmaya dair bir adım göremedik.

Demek ki yönetim ve teknik ekip durumdan memnun!

Ama taraftar memnun değil... Tamam, şampiyonluk beklentimiz olmayabilirdi -zaten iyi günlere pek alışık değiliz!- ancak gelinen bu noktada paldır küldür geriye gidişin sorumlularından açıklama bekliyoruz.

Yeniden sezon başındaki hedefe, küme düşmemeye oynadığımıza göre ileriki haftalarda bizlerin neler beklediğini kestirmek güç değil. Yine aynı tartışmalar, yönetim spekülasyonları, son haftalara doğru olası bir teknik direktör istifası.

Geçen sene de bu dalgalanmaları yaşamıştık, iyiyi ve kötüyü aynı sezon içinde görmüştük. Ama sonu güzel olmuştu.

Bu kez bahar pek güzel yaklaşmıyor!

Yorumlar

ugur-forzache dedi ki…
Aynen bu senaryoları daha önce yaşadık hem de 5 sene üst üste.Son bir ayda neler olacağını bu gidişle önceden görmek mümkün. Allah sonumuzu hayır etsin.
coulibaly dedi ki…
Benim tek beklentim adam gibi ne yapacaklarını açıkça göstersinler tatil yapıp yatacaklar mı, mücadele mi edecekler biz de ona göre tepki verelim. 1. ligin en fazla taraftarına ortalama 15 bin kişiye oynuyorsanız, maça gelen taraftarın birçoğu tek tatil gününü sevdikleriyle beraber geçirmek yerine gelip sizi destekliyorsa, manevi-maddi fedakarlıkta bulunuyorsa insanları aptal yerine koymaya gerek yok, ayıptır. Bizim tek beklentimiz Karakterli olmaları. Ben pazar günü Urfa maçındaki oyun karakterine göre bundan sonraki maçlara gidip gitmeme kararı alacağım. Geçmiş senelerdeki oyunlar oynanacaksa, saatler öncesinden stada gidip, desteklemeye gerek yok. En azından sinirlerimiz daha az bozulur.
yavuzy dedi ki…
Urfa maçını kazanıp kaybetsek de sonraki haftalarda ne olacağına dair hiçbir emare yok. Yine arka arkaya galibiyetler veya mağlubiyetler olabilir. İki uca da yakınız! Bu istikrarsızlık can sıkıyor.
coulibaly dedi ki…
Geçen seneki Ercan Albay'lı son 6 hafta ve play-offlarla, bu seneki son 3-4 maça kadar (ilk 5 hafta hariç) olan periyodun ortak özelliği, geçmiş yıllardan farkı oyuncu karakteri ve sahadaki karakterli oyundu. Bu olduğu sürece sonuç her zaman 2. planda bizim için. Zaten bunlar olunca maç sonucu da genelde iyi oluyor. İstikrarsızlık, vurdumduymazlık fazlasıyla rahatsız ediyor ki bu yönetim olduğu sürece bunu malesef hep hissedeceğiz. Benim temennim son haftalarda kaybolan takım ruhu, karakterini tekrar Urfa maçında görebilmek. Taraftarla, takıma destek ilişkisinde bu maç çok önemli.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...