Ana içeriğe atla

Juninho mevzuu

Juninho hakeme tükürdü diye oyundan atıldı. Beni sonrası daha fazla ilgilendiriyor.
 
TRT'nin en fazla kamera ile yayınladığı maçlardan biriydi. Hakeme tükürme tespit edilemedi.
 
Mustafa UĞUR kendisi görmedi Juninho'nun tükürdüğünü, ama golümüzün katili hakemi onayladı. Juninho'yu attı aslanların önüne.
 
Mustafa UĞUR yetmedi, Erman ÖZGÜR çıktı, hakem kararı doğrultusunda twitter üzerinden Juninho'yu suçladı.
 
Güzel ortalar gelmişti. Ramazan ÇİMEN'e bu ortaları gole çevirmek kalmıştı. Ramazan Bey de güzel bir vuruşla ortayı gole çevirdi. Ben gördüm tükürdü dedi.
 
Şimdi sormak lazım, Juninho bu beyanlara binaen, resmi kanıtı olmayan bir tükürükten dolayı olması gerekenden fazla ceza alırsa hesabını kim verecek? Sadece futbolcunun kendisi mi?
 
Peki bir futbolcunun takıma -eğer varsa- bağlılığı nasıl azaltılır? İşte böyle Erman kaptan. İşte böyle sayın Çimen ve sayın Uğur. İşte böyle takım içinde yapılması gereken uyarıları dışarıda yapıp, kendi oyuncunuzu hedef göstererek bunu başarabilirsiniz. Umarım telafisi için de adımlar atılır.
 
Ayrıca ben diyorum ki; bence Juninho hakeme tükürmedi. Bu görüşümü destekleyen taraftarlar da var.
 
Bir kesim de diyor ki; oldukça şımarmıştı. Şımarması hocanın ve yönetimin zaafıdır, ortaya atılmasında olduğu gibi. Ama şımarmış olması bu hareketi yapmış olduğu anlamına gelmez.
 
Acaba diyorum futbolcunun bonservisini almakta acze mi düşüldü?
 
Bence o kadro dizilişi içinde Juninho şımarık haliyle dahi sahanın en iyilerindendi, rakiple oynamadı, hakemle oynamadı, işine baktı. Çok terledi.
 
Bu sürece şüphe ile yaklaşıyorum.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Başka takımlar, elde her türlü görüntü olmasına rağmen kırmızı kart gören oyuncusunu savunmak için elinden geleni yapıyor; bizimkiler de futbolcuyu direkt suçlu ilan etmiş. Juninho'nun kulağı çekilsin ama herkesinkiyle birlikte...
yazardarthvenom dedi ki…
Juninho'yu antrenmanlarda kaç kez izledim, hareketlerini görseniz şaşarsınız, çok şımardı. Kanımca denizli maçında atamadığı o penaltı da şımarıkçaydı. Birde bu yönden bakın derim.
Onur BİÇER dedi ki…
Şımarıklığı konusunda haklı olabilirsiniz. Bunu bir kardeşim de dile getirdi.

Vurgulamak istediğim husus şu: Futbolcu şımarık ise o futbolcuyu 3 hafta kadro dışı bırakırsınız örneğin, idari bir karar alırsınız, bunun arkasında durursunuz, kimse ağzını açmaz.

Ama futbolcunun daha fazla ceza almasını teşvik edici beyanlarda bulunmak hem futbolcu motivasyonu hem de federasyonun olası kararı açısından takımı baltalamaktır bence.

Bu nedenle Juninho'nun şımarıklığı maç sonrası süreçten ayrı değerlendirilmeli diye düşünüyorum.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir