Ana içeriğe atla

İzlenimler - 3

Maça Luis ve Sinan ile başlamamızı yadırgamıştım. Demirspor'un tek forvetli bir anlayışla daha güçlü orta saha ile oynaması bence ve birçok taraftara göre daha iyi olacaktı. Bundan sonraki maçlar için de beklentim aynı yönde. Bu sistem ile Erman'a çok fazla iş düşüyor ve iy yükü kritik hataları beraberinde getiriyor. İkinci forvet maçın gidişatına göre değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Erçağ gibi gizli bir forvetimizin olması da (buna bir ihtimal Nurullah da eklenebilir) bu tezimi destekliyor. Özellike Manisa maçı için bu düşünülmeli.
 
Maça 1-0 önde başlamamız rakibin de dengelerini bozmuş olabilir ancak sonrasında ortada geçen oyunda kendilerini toparlayamış olmaları bizim çok mücadeleci bir oyun ortaya koymuş olmamızdan kaynaklanıyor. Çıplak gözle ve dar bir açıdan izlediğim kadarıyla yardımlaşmamız çok iyiydi. Oyuncularımız taraftarı aratmayacak bir hırsla sahada formanın hakkını verdiler. Kutluyorum. Juninho'nun yokluğunu çok aradık. Sinan şu ana kadar az forma buldu, sabredilmesi gerekebilir ama ilk yarıdaki bir pozisyonu doğru değerlendirse ilk maçtaki skoru yukarıya taşımamız işten bile olmazdı sanırım. 13 üncü dakikada Erçağ'a atsa pasını ne de güzel olurdu.
 
Roger Erciyes maçı ile birlikte verdiği olumlu sinyalleri bu maçla birlikte kuvvetlendirdi. Dirençli, isabetli pas yapan, yerini bilen ve iyi top kesen bir futbolcu izlenimi veriyor. uzaktan sert şutları da var. Benim üzerimde ilk oynadığı maçtan bıraktığı olumsuz izlenimleri gideriyor. 
 
Şener'e adam akıllı iş düşmemiş olması da direncimizin bir diğer göstergesi.
 
Berat form düşüklüğü yaşıyordu. Yokluğunu aramadık. Eski Berat'a her zaman ihtiyacımız var. Transferine çok kızdığım Hüseyin'i arayacağım aklıma gelmezdi.
 
Yusuf'un dönüşü ile birlikte çok daha güçlü bir takım olacağız.
 
Erçağ'a yine helal olsun diyorum.
 
Keremcan çok iyiydi. Özgür formadan her kesildikten sonra bu şekilde geri dönüş yapacaksa bir hafta boş bir hafta dolu oynatılabilir. Aynen devam Özgür.
 
Futbolu konuşulan, taraftarı konuşulan günleri yaşadığımız için çok mutluyum. Ankara'ya zoraki olarak sessiz ama gururlu, mutlu döndüm. Sağ ol, var ol Adana Demirspor.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Keremcan'da bir düşüş var bence; yazıyı yazmak için erken mi oldu acaba? :)
mert dedi ki…
Maraton tribününde polisler taraftarlarımızı tartaklamış.Hastane raporlarını,1 yıl men cezasını ve 72 TL para cezasını gözlerimle gördüm.Arkadaşımın boynunda ki jop izi 1 ay boyunca kalacak gibi.Yaklaşık 150 kişiye polis Kale Arkası tribününe geçirme vadiyle kandırıp aşağı indirdikten sonra Karakola götürüp gece 03:30'a kadar Karakol da bekletmiş.
Onur BİÇER dedi ki…
Maçı dar açıdan ve uzaktan izledim, halen de tamamını tekrar izleme imkanım olmadı. Orada görebildiklerim kadarıyla yorumlayabildim. Keremcan konusunda Yavuz ne diyorsa doğrudur.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...