Ana içeriğe atla

Adana Derbisi #8: Sezon Başı - Şimdi...

İlk yarıdaki ilk beş maçta iki puan toplamıştık. Dört gol atmış, kalemizde onbir gol görmüştük. Yönetim ve taraftar arası gerginlikler, teknik direktör değişiklikleri, form tutamamış bir oyuncu topluluğu... Bizi ancak mucizevi bir galibiyet toparlayabilirdi, öyle de oldu.


Ligde dengelerin oturmasıyla beraber ikinci yarıya ilkine nazaran daha derli toplu girdik. Bu sefer ilk beş maçta yedi puan aldık. Attığımız sekiz gole karşın dokuz gol yedik. Defans zaafiyetimiz olduğu yerde duruyor. Yeni transflerin takıma şu an için güç kattığını söylemek zor. Özellikle gol bölgesinde Gökhan Kaba'nın hava hakimiyetini aramıyorum desem yalan olur.

Geçen maçtan önceki dibe vurmuşluk kadar olmasa da ilk yarının ortalarına doğru kazandığımız ivmede olmadığımız muhakkak. Erciyes'ten iki maçta sekiz gol yemek hem moral bozucu oldu hem de ilk iki iddiasını çürütücü etki etti. İyi bir takımımız var, ama bu bizi ilk ikiye taşır mı, ondan emin değilim. Kaldı ki, ilk altı içinde yer alırsak playofflarda daha avantajlı olacağımızı düşünüyorum. Tabii bu sohbetler için erken. Gündemde Adana derbisi var.

Adanaspor maçı öncesi takımımız üzerinde yoğun bir baskı yarattık. Bunun kaçarı yok, o baskı ister istemez olacak. Şurası bir gerçek ki Adanasporlu'ların üzerindeki baskı bizimkinden daha büyük olacak. Hem ilk maçın hezimeti, hem puan tablosunda altımızda olmaları, hem tribün olarak gölgemizde kalmaları... Kazanma stresi umarım ki ters tepecek. Sakin oyunumuzla, inancımızla, umarım gerek kalmaz ama şansımızla bu maçtan istediğimizle ayrılacağız.

Son söz futbolcularımıza olsun: Bu sene hesap kapatma senesi demiştik. Turuncularla hesabımız tek maçta kapanacak gibi değil. Bu maçı da öyle değerlendirin, hesabımızı artıya geçirin çocuklar!

Yorumlar

Unknown dedi ki…
Benim şahsi fikrim bizden ziyade onların üzerinde baskı olduğu yönünde çünkü ilkmaçı biz kazandık ve şimdi onlar kazanmak zorunda inşallah bu maçı da biz alırız ve 2008in hesabını tam kapatırız
DexteR dedi ki…
o hesap öyle kolay kapanmaz. o zaman oynanan alicengiz oyunları ile yıllarımız heba oldu. kaybedilen sadece 3 puan değildi ki şimdi 1-2 maç kazanmakla telafi edilsin.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...