Ana içeriğe atla

Adana Demirspor:0 - Samsunspor:0

Yoğun yağış altında kötü zeminde oynanan maçta Samsunspor'u yenemedik. Rakiplerin puan kaybettiği haftada 1 puana razı olduk. İlk yarıyı 27 puanla tamamladık.

Top sürmenin, pas yapmanın mümkün olmadığı bir zeminde teknik oyuncularımız oldukça zorlandı. Topu hücum hattına aktaramadık. Böylesi sahalarda gol şansı yaratacak işlere de girişemedik; ne şu atabildik, ne karambol yaratabildik rakip kalede.

Lawal'ın kötü performansı sürüyor. Teknik ekip acilen bir hal çaresini bulmalı ve bu oyuncuyu ilk haftalardaki iyi performansına döndürmeli. Kaptırdığı topla tehlikeli olurken hücuma katkısı da azalıyor.

Gökhan Kaba, iki haftanın ardından etkisizdi; verdiği hatalı paslarla tribünün tepkisini çekti. Erçağ'ın yerine Gökhan çıkmalıydı diye düşünüyorum. Juninho, bulduğu tek pozisyonu gole çevirse bugün daha mutlu
olabilirdik. Kulübeden gelen Samet ve Cavid beklenen katkıyı sağlamadı. Savunmada Keremcan'ın iyi performansını da anmak gerekli.

Tavşanlı karşısında kaybedilen üç puanı düşününce, bu beraberlik kötünün iyisi diye düşünüyorum.

Tribün bu kötü havaya rağmen çok iyiydi; maçı anlatan Erdoğan Arıkan'ın da sık sık andı bu güzel görüntüleri.

Yorumlar

coulibaly dedi ki…
Sahadaki zeminden dolayı futbol üzerine aslında çok da söylenecek bir şey yok. Sahada mücadele eden futbolcularımız ellerinden geleni yaptılar genel olarak. Lawal'ın laubali oyununa devre arasında kesin bir çözüm bulunması lazım. Kendisine ihtiyacımız var ama sahaya yansıttığı bu oyun karakterini devam ettirecekse yollar da ayrılabilir iyi bir teklif gelirse. Tabi oyuncuyu uyarmak için önce hak ettiği parayı ödemek lazım ! Diğer taraftan bu maçta da Mustafa Uğur'un maçı çevirebilecek hamleler yaptığını yine göremedik ne yazık ki. G.Kaba konusunda hem fikirim. Haftalardır oynamamış ve bu maçta da koşmaya hali olmayan Gökhan neden 90 dakika oynar, neden Erçağ çıkar ? Hava, saha şartları ve Manisa bölgesinden olan hakem K. Gençerler'in katkısıyla 2 puan kaybettik diye düşünüyorum. Sıkıntıyla başladığımız sezonun ilk yarısını; Büyük Demirspor taraftarının, futbolcuların, teknik ekibin özverisiyle iyi sayılabilecek bir noktada bitirdik. Devre arasında yönetimin hamlelerine göre, sezonun ikinci yarısına dair fikir sahibi olacağız.
ahmehmet dedi ki…
bu lawalın aklı iyice başka yerlere gitmiş belliki busaatten sonra düzeleceğini hiç sanmıyorum zaten paraya ihtiyaç var iyi para veren olursa versinler gitsin

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...