Ana içeriğe atla

Faruk Morkal'dan...

Pazar pasajı, Demirspor'un son dönem yüzme efsanelerinden Faruk Morkal'ın spor hayatını ve başarılarını anlattığı kitaptan... Ayhan Karataş gibi Demirspor'un yetiştirip Galatasaray'a kaptırdığı Morkal, 1972'de Münih Olimpiyatları'na katılma başarısı göstermişti. Morkal'ın kitabı, Adana Demirspor yüzme ve sutopu takımlarının ve Adana'nın yüzme ile dolu efsenevi günlerinin son demlerini anlatıyor. Aşağıdaki satırlar zirveye yükselişin ilk yıllarından, 1967'den;


"Adana Demirspor Yüzme Takımı olarak yarışlara onbeş gün kala kampa girdik. Havuzun misafirhanesinde kalmaya başladık. Yemeklerimizi Muharrem Ağabeyin lokantasında yiyorduk. Türkiye Şampiyonası uzun yıllar sonra ilk kez Adana'da yapılıyordu. (...) Nihayet şampiyonanın ilk günü geldi çattı. Herşey mükemmeldi. Atatürk Yüzme Havuzu sanki seyirci seline kapılmıştı, dört bir yanı hıncahınç doluydu. Birinci gün birinci seansta yeni bir rekor, öğleden sonraki seansta ikinci bir rekor kırdım. "Rekor makinası çalışmaya başladı" dediler. Memleketimde, hemşehrilerimin gözleri önünde bu başarıları kazanıyor olmak göğsümü kabarmıştı ama gözüm fazlasındaydı. Asıl hedefim İstanbul menşeili Engin Ünal rekorlarını Adana'ya taşımaktı.
(...)

Nihayet sıra 200 mt kelebek yarışına geldi. (...) hiçbirşeyin farkında değildim, benliğim yarışın başlangıç düdüğüne kilitlenmişti. Bekleyişimi yırtan o tiz sesle birlikte yarış başladı... ve bitti. Benim yüzdüğüm dört numaralı kulvarın başına yasak olmasına rağmen bir yığın insan toplanmış, "rekor, rekor!" diye bağırıyorlardı. Heyecandan titreyerek sorarcasına kalabalığa baktım. Ruhi Polisçi'ye rastladı gözlerim ve sordum "hangi rekor ağabey?" Ruhi Polisçi'den önce İlhan Demirdal yanıtladı bağırarak, "Engin'in rekorunu kırdın Faruk!" İçimde kabaran o ümirt dalgası, mutluluk ve gurur seli oldu taştı. Başarmıştım! 11 yıldır yanına yaklaşılamayan rekoru kırmış, İstanbul'dan Adana'ya getirmiş, yüzme hayatımın ikinci büyük hedefine ulaşmıştım. 200 mt kelebekte efsanevi Engin Ünal dönemini kapatmış, Faruk Morkal dönemini başlatmıştım."

(Faruk Morkal/Sulama Kanallarından Olimpiyat Oyunlarına/ syf. 69-71)

Yorumlar

demirciburkay dedi ki…
Yazı için teşekkürler.
Kitabı nereden alabiliriz bir bilgi var mı?
yavuzy dedi ki…
Kitabın geniş bir dağıtımı olduğunu sanmıyorum. Adana'daki kitapçılara, örneğin Kitapsan şubelerine sorabilirsiniz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...