Ana içeriğe atla

"Yönetim İstifa" Ama Nasıl?

Adana Demirspor kulübü yönetimleri ile değil her zaman taraftarı ile ses getirmiştir. Taraftarı ile maç almıştır. Taraftarı ile maç vermiştir. Çiçekleri taraftarı hak etmiş, yergiyi de onlar üstlenmişlerdir. Yönetimler ise süreç içinde adı yönetim olmakla birlikte hiçbir dönemde başrol oyuncusu olamamışlar, ya yardımcı oyuncu ya da figüran olmuşlardır. Durum bugün de aynıdır. Başrol oyuncusu figüranı istememektedir. Durum açık ve nettir, figüran anlamsızca direnmektedir. Oyunun güzelleşmesi adına ortaya bir şey koyamadığı gibi, çirkinleştirmektedir de...
 
Bu noktada taraftarın yönetimi istememesi kadar doğal bir şey yoktur. Ancak bunu isterken bir yöntem değişikliğine mi gitsek diyorum. Şimşekler Grubu'na tribün öğretecek değilim. Ne birikimim var tribün konusunda o kadar, ne de haddim. Ancak gönlümden geçeni de söylemem lazım.
 
Yönetim takımı baltalamaya gelebilir, ama futbolcu takım baltalamaya gelmez, para kazanmaya gelir. Parasını kazanamazsa takımı baltalar. Yönetim her renkte kravat takıp, her bayrağı sallayabilir, her platformda bizi küçük düşürebilir ama futbolcu ne yaparsa yapsın sahaya mavi lacivert forma ile çıkar. İşin doğasında bu var.
 
Bence tribün yapılanları unutmamalı ama takımı da bağrına basmalıdır. Taraftarın yönetim istifa şeklindeki tezahüratının rakip takımı güçlendirdiğine, hakemleri yüreklendirdiğine inanmıyorum.  Bu tamamıyla kafa karıştırmaya, gündem değiştirmeye ve Şimşekler Grubu ile diğer protesto eden taraftarları "takıma zarar verme" öcüsüyle korkutmaya ve onları hedef göstermeye yönelik bir söylemdir. Taraftar sesi kısılana kadar yönetim istifa diye inletmelidir stadı. 
 
Üstelik bunu maç esnasında da yapmalıdır. Bence sakıncası yoktur, zararı hiç yoktur. Zararı olan şudur. Yönetimi istifaya çağırdıktan sonra takımı bağrına basmamak, hakemi baskı altına almamak, rakibi korkutmamak. Aynı anda hem protestomuzu yapıp hem rakiplere karşı baskımızı da kurabiliriz. Yönetime olan protestonun devre arasına sıkıştırılmasına da gerek yoktur, maç esnasında da yapılabilir. Zaten bu yönetim maç kazandırabilecek bir yönetim değildir, aksine üzerine düşen görevi yapamayarak maç kaybettirebilecek bir yönetimdir.
 
Bu sayede taraftarı hedef gösterenleri susturma ve aynı zamanda bilip bilmeden taraftarı ulusal ve yerel medyada suçlu lanse edenlere ders verme imkanımız olur.
 
Şimşekler Grubu'ndan ricamdır. 22.09.2012 saat 20:00'da sahayı Konyaspor'a da yönetime de TRT'ye de dar edin. Yıkın o stadı... 
 
Ben bu ligi de özlemiştim ama sizsiz hayal etmemiştim.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Benim de yazmayı düşündüğüm bir yazıydı. Demirspor, tribüniyle vardır; tribünsüz Denirspor'un Xsporlardan farkı yoktur.

Biz bu tribünü Aytaç Duraklara, Mustafa Tuncellere rağmen ayakta tuttuk. Gökoğlu'nun Atılgan'ın çark edişlerine rağmen büyüttük. SAtılan maçlara, ihanet eden topçulara rağmen destek verdik. Bugün Önder Serin'e endekslenmiş, yönetim istifaya kilitlenmiş bir tribün kısırdöngü içinde kalıyor. Sözümüzü söyleyelim ama iyi yaptığımız işi de en iyi şekilde yapmaya devam edelim.
ADANADEMİRSPOR dedi ki…
Cok güzel bir yazı.bu haftaki maçta bende bagirmak ve tezahurat yapma taraftariym. Tezahürat yapmak yönetimi destekliyoruz anlaminda degildir.. takımin bizim destegimize ihtiyac var.basın toplantısında bunu dile getirdiler.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.