Ana içeriğe atla

Mavi Devrim Olur Mu?

Yarınki Rize maçıyla yıllar sonra 5 Ocak'ta şampiyon takımlarını izleyecek Demirsporlular. Tabii ki yönetime duyulan öfkenin gölgesinde... Yıllar sonra gelen şampiyonluğun tadı buruk yaşanacak. 1.ligteki ilk maçımız böyle olmamalıydı. Mavi-lacivert renkleri can-ı gönülden desteklemeliydik bu önemli günde. Her ne kadar lig başlamadan önce bizim de dile getirdiğimiz gibi, yönetime tepkinin takıma desteğin önüne geçmemesi gerektiğine dair görüş yaygınlık kazansa da yarın için durumlar karışık...

Aslında sezon başı öfkesi yeni değil; her sezon yönetime ve takıma şüpheyle başlıyoruz. Ne transferler içimizi rahatlatıyor ne bu paraların verilebileceğini düşünüyoruz. Her sene, sahaya çıkan takımı o formayı giyiyor diye kerhen destekliyoruz. Sezon içinde dalgalanmalar yaşıyoruz. Tek fark, bu kez Şimşekler Grubu da açıktan muhalif. Yarınki maçta yönetime tepki sokaktan stada taşınacak.

Yönetime karşı yürüyüşten sonra, iç sahadaki ilk maç merakla bekleniyordu. Geçen haftaki Bolu maçında takımın ümit vaad eden oyunu tepkileri biraz törpülemiş olabilir. Yine de stad atmosferinde tepkinin tıpkı yürüyüşteki gibi yüksek olması bekleniyor.

Ama bu tepkinin bir "mavi devrim"e dönüşeceğini düşünmüyorum.

Tribünün yönetime etki etmesini her zaman istedik ve destekledik. Ama en güçlü zamanlarında bazı konularda tepki vermemeyi tercih ettiler. Yönetime, hocalara, topçulara zaman tanıdılar. Demirspor hala aynı zihniyetle yönetiliyor. İsimler değişik ama zihniyet aynı. Demirspor'da isimlerin değil aynı yönetim tarzının değişmesi gerekiyor. Farklı yönetimlerde görev alan aynı isimler, değişmeyen düzenin göstergesi. Yarınki tepkiler haklıdır, meşrudur. Ama tribünde bütünlük yokken, en güçlü zamanlarda aynı zihniyetteki kişilere tepki verilmemişken şimdiki tepkinin bir değişim yaratacağını düşünmüyorum.Umarım ben haksız çıkarım... Umarım tribünün tepkisi karşılık bulur ve yönetim biz bırakıyoruz der. Ama bugüne kadarki gidişat ve yönetimin duyarsız tavrı, tribünle yönetim arasındaki mesafenin süreceğini gösteriyor. Bize de sahadaki renkleri yönetime rağmen desteklemeye devam mecburiyetini...

Yorumlar

coulibaly dedi ki…
Ben de yarınki maçın Denizli'deki final kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Biz ile onlar arasındaki stattaki ilk karşılaşması olacak. Yürüyüşten sonraki ilk somut tepki olacak olması önemli. Şu ana kadar tvden,internetten dile getiediğimiz ama görmek istemedikleri tepkiyle yüzleşecekler. Ben Şimşekler Grubuna, Maraton ve Kapalıdan da geniş çaplı destek geleceğini düşünüyorum. Maç boyunca yüksek bir katılımla sürekli bir şekilde haykırarak tepkiyi dile getirirsek; yönetimdeki zatlara istifa edene kadar size rahat yok mesajını verirsek, bence yönetim içinde çatlak oluşturabiliriz başlangıç için. Tabii hem sahadaki takıma destek vermek, hem de tepkimizi dile getirmek önemli. Umarım yarın bizim için dönüm noktalarından biri olur, 20 bin kişi tek bir ağızdan İSTİFA diye seslenir, hem yönetimi hem rize'yi yeneriz.
ahmehmet dedi ki…
90 dakka yönetim istifa diye bağrılacak!!!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...