Ana içeriğe atla

Yarışmacı Değil Yetiştirici

Bu da yeni moda oldu, altyapı yarışmacı değil yetiştirici olacakmış. Sayın Mehmet Gökoğlu'nun camiamıza kazandırdığı ve kendisinin uzantısı, yalanlanmayan tabirle taşeronu yönetim tarafından da sürdürülen yeni bir kavram.

Bakış açısı nedir bu konuda, açıklayayım. "Altyapı A takıma futbolcu kazandıramayıp asıl görevini yapamadıktan sonra Türkiye derecesi alsa ne yazar, Türkiye Şampiyonu olsa ne yazar. Altyapıdaki oyuncular iyi olsalar kaliteli olsalar o formayı zaten alırlar."

Kısa ve net söylüyorum, HADİ ORADAN!!!

Yıllarca kaşarlara yedirdiğiniz paraların onda biri kadar cesaret bulup da gençlere forma giydirmeyen sizlersiniz.

Bekir Çınar zamanında gençlerle destekli takımın dönemin şampiyonuna elenerek Bank Asya'nın kapısından döndüğünü görmezden gelen sizlersiniz.

Adana'nın çocuklarına Adana'nın kapılarını kapatan sizlersiniz, kusura bakmayın hadi oradan.

Yüz defa yazdım, yüz defa daha yazarım. Bizim gençlerimizin elediği takımların oyuncuları (gençleri) Bank Asya'da, A2 Ligi'nde, hatta Süper Lig'de top koştursunlar, ama bizim gençler Adana Demirspor'da forma bulamasınlar. Bunun tüm kabahati de futbolcularda olsun. Nasıl bir dünyada yaşıyorsunuz anlamak güç.

Ayrıca Demirspor futbolcusu o formayı giyiyorsa, maç gazozuna dahi olsa savaşacak, yarışacak. Bu anlayışı şimdiden kaldırırsanız ortadan bombalamadığınız, göğsümüzü kabartan bir altyapımız vardı, onu da elimizden almış olursunuz.

Altyapının işleyişi mükemmel değildir, geliştirilmelidir, kendi sınırlı imkanları ile unutulmuşluğu, yüz çevrilmişliği ile bir şeyler ortaya koymaktadır. Size rağmen, zihniyetinizdeki çarpıklığa rağmen var olmakta ses getirmektedir.

Beklentimiz HEM YETİŞTİRİCİ, HEM YARIŞMACI bir altyapıdır. Beklentimiz alt yapının haklarının tüzük ve sözleşmeler (teknik ekiple yapılan) çerçevesinde somut bir şekilde korunmasıdır. Beklentimiz alt yapı ile ilgili yöneticilerin hesap verecek konuma gelmesidir. Beklentimiz alt yapının yapı olarak şeffaf olmasıdır. Ama sizlerde şu ana dek bunları yerine getirecek bir ışık görmedim maalesef. Bari baltalamayın.  

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
Mecburen 3 sene üst üste alt yapıdan gelen oyuncularla oynayınca akıllanırlar. Tecrübeleri yok demeye başlarlar.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...