Ana içeriğe atla

Demirspor Klasiği: Sezon Öncesi Huzursuzluğu

Şampiyon olduğumuz sezonda, yeni bir sayfayı böyle mi açmalıydık? Ne yazık ki yönetim, kendine yönelik hiçbir eleştiri ve soruyu dikakte almadan, transfer "bomba"larıyla gündemi değiştiriyor. Taraftarın huzursuzluğu ise devam ediyor.

Aslında sezona sıkıntılı girme bir Demirspor klasiği. Bir durum değerlendirmesi ve kısa bir zihin yoklaması yapalım: Geçen yıl bugünlerde taraftar yine tepkiliydi; Ali Güneş'in ve Bekir Sıtkı Özer kontenjanından kadroda kalan Tanıl gibi isimlerin kulüpten gitmesi isteniyordu. Hatta bunun için de tesislere gidildi, antreman sırasında tepki verildi.  "Adamcı Zihniyet S.ktir Olacak" dendi. O sırada olmasa da sezona kötü başlayınca Ali Güneş istifa etti; futbolculara "Her Sene Başında Büyük Yeminler Formanın Hakkını Vermezsen Eğer Bırakın Oynasın Paf Takım Gençler" diye bağırıyordu tribün.

Teknik direktör değişikliği kimseyi tatmin etmese de asıl eleştiri Mustafa Tuncel içeri girdiği için başkanlığa vekalet eden Levent Özveren'in açıklamalarına ve aslında yönetimi tek başına götüren Mehmet Gökoğlu'na yönelmişti. Ekim 2011'de Sayın Gökoğlu, İstifa Ediniz diye yazmışız, bu takımı kuranların hesap vermesini istemişiz. Kadroda ve teknik ekipte değişikliklerle geçen sezonun sonunda nasıl şampiyon olduğumuzu kimse anlayamadı. Nisan ile Mayıs arasında çok farklı ruh haalerindeydik.

Kısa dönemlik bir başarıyı, kurumsal bir başarıya çeviremediğimiz için şimdi yine aynı noktadayız. Haziran'daki mutluluk, Ağustos'ta yerini yeniden endişeye ve kötümserliğe bıraktı.

Keza bir önceki sezona da Bekir Çınar'ın vefatının şokuyla başlamıştık; tribün İhanetin Başkenti Adana pankartıyla bütün kente tepkiliydi.

Geçen yıl, Bekir Çınar'ın vefatının 1. yılında, bizim önerimizle ancak tüm taraftar oluşumlarının elbirliğiyle Bekir Çınar'ı Anma Turnuvası düzenlemiştik. O dönem tribünün ortak konularda ortak tavır alabilmesi elimizdeki tek güçtü. Bekir Başkan da tribünün sesini dinleyen tek başkandı.

Bugün bu noktadan daha gerideyiz; kongrede netleşen gerginlikler yönetimi desteklemeyen büyük kitlenin karşısında, pratikte etkili bir ekip var ve internet yoluyla da bu desteğini sürdürüyorlar. Yönetim de kulaklarını tepkilere tıkamış durumda.

Geçen sezonun büyük dalgalanmalarını göz önüne alacak olursak bu yılın sonu için net konuşmak mümkün değil. Ama bu kez yaşayacağımız dalgalanmaları kolaylıkla atlatamayabiliriz. 1. ligin kalibresi, 2. ligteki gibi erken pes eden takımların olmaması, harcanan paraların büyüklüğü durumu toparlamamızda engel olabilir.

Yönetime ve transferlere eleştiriler, sahaya çıkacak takıma destek vermemeye kadar gidecek mi? Bu büyük bir ikilem. Hangi sezon, bu başkanla bu yönetimle bu hocayla olacak diye başlayabildik? Tribüne çağırdığımız topçuları bağrımıza mı bastık, ilçe takımlarına yenilirken isyan etmedik mi? Hangi sezon rahat günler geçirdik? Ama yine de galibiyetlere sevinip mağlubiyetlere üzüldük. Bu sene, sezona kötü başlayıp yönetimin gitmesini temenni edenler var. Haklı oldukları noktalar var ama ben bu kadar rahat bir şekilde Demirspor'un başarısızlığını isteyemiyorum. Sadece Arma İçin yapılacak yine deplasmanlar; Adana'da dolacak tribünler; öfkemizin karşılığı bu kez daha sert olacak belki ama yine de bir umut bizi oraya getirecek.

Yorumlar

ADANADEMİRSPOR dedi ki…
Takimin maglubiyet alarak.yonetimin gitmeaine bende karsiyim..olan o insanlara degil adanademurspor takimina olacaktir..yonetimi istemiyoruz diye takimin da rezil olmasini istemek demirsporluluga yakismaz...
Gökhan Kaba ve Fatih Tekke nin geleceği söyleniyor arkadaşlar gerçekten görüşülüyor mu bu iki oyuncuyla.Gökhan kaba erciyesteydi.ayrıldığı haberi çıkmadı.çok iyi bir forvet inşallah alınır.
Tekkeyi uzun süredir izlemedim ama deneyimi bile işe yarar
Gökhan Kaba ve Fatih Tekke Alındımı kimse tutamaz Adana Demiri

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir