Ana içeriğe atla

Gökoğlu Çekilmelidir...

Farklı görüşlere sahip olduğumuz için bu yazılanlar da kongre sürecinde yazılan diğer şeyler gibi sadece kendi fikirlerimi yani Onur BİÇER'in fikirlerini yansıtmaktadır.

Aslında demokratik bir kongre olacak herkes kozunu paylaşacak diye, istifa yazısını yazdıktan ve twitterde kendisine başkan olmasından ötürü saygı çerçevesinde birkaç eleştiri yönelttikten sonra biraz da işlerim dolayısıyla halen yurtdışında olmamdan ötürü olayları dışarıdan takip etmeyi fazla yorumda bulunmamayı tercih etmiştim. Zira ortamın gerileceğini, ilk demokrasi denememizin bizde hasar bırakabileceğini düşünüyor ve bu hasarın artmasına katkıda bulunmamak istiyordum. Şimdi görebildiğim kadarıyla ortalık toz duman. O halde biraz daha tenkitlerimi derinleştireyim. Sayın Gökoğlu kusura bakmasın Demirspor başkanı kesinlikle olmamalıdır.

Her şeyden önce seçim dönemini iyi kullanamamıştır. Her şeye rağmen düzelebileceğini umut ederek eleştirilerime cevap almaya çalıştım, istifa çağrımda beni utandırmasını istedim ama nafile. Ne altyapı konusunda ne mali tablolardaki şeffaflık konusunda ne kalıcı gelirler konusunda ortaya hiçbir şey koyamadı. Seçim stratejisini rakibinin ne kadar kötü olduğunun üzerine kurdu ve ona bırakmamak için var olduğunu söyledi. Böyle başkan adaylığı olmaz. Tüm yöneticilik yaptığı dönemlerin hesabını vermeliydi vermedi.

Gelelim beni asıl rahatsız eden ama dişimi sıkıp, dilimi ısırıp ortamı germemek adına beklediğim konuya. Her fırsatta Bekir ÇINAR'ın adını ağzına alıp onu övüyor. Övüyor övmesine de bazı sorularla geçmişle hesaplaşması gerekmeyecek mi?

28 Mayıs'ta yardım gecesinde kulübümüze Bekir ÇINAR Ümit AKTAN'a rezil olarak sadece 58.000 TL toplayabilmişken büyük Demirsporlu Gökoğlu neredeydi? (Aydoğdu da yoktu ama konumuz değil.)

Plaka projesinin çökmesinde Gökoğlu baş rolü oynadı mı, oynamadı mı? Bu konuda sabaha kadar tartışabilirim, yok beceremedi, yok emniyetten aradılar sonrasında aldık vs. bunlar beni tatmin etmiyor, çünkü hepsine verilecek cevabım var.

Kendisini sevmeme karşın yönetiminde yer alan Ramazan ÇİMEN plaka projesinin çöküşünde Gökoğlu ile birlikte davrandı mı, davranmadı mı?

Altın üyelikler konusunda Önder SERİN 30 adet, Mehmet GÖKOĞLU 100 adet üyelik sözü verdi mi, vermedi mi? Eğer bu sözleri vermediyse basında neden yalanlamadı. Eğer doğru ise bu kulübün 130.000 TL'si daha Demirspor'a aktarılmamış olmadı mı?

Şimdi aynı Önder SERİN Mehmet GÖKOĞLU'nun yönetiminde mi değil mi?

Bu hususların hepsi izaha muhtaçtır. istifa çağrımda yer alan hususları yinelememe gerek yok.

Biraz da şu 145 adet yeni üyeliğe bakalım. Divan tarafından kongrenin ertelenmesi sonrasında bu üyelerin eksik evrakları büyük olasılıkla tamamlanacaktır ve bunların oy kullanmasının önü açılacaktır. Peki Demirspor başkanına sırf usulüne uygun diye büyük Demirspor kongresi diye lanse ettiği kongreyi ve bunun üyeliklerini çıkarları doğrultusunda yönlendirmek yakışır mı? Bir şeyi usulüne uygun yaparsan her şeye hakkın var mıdır? Demirspor başkanlığının etik bir tarafı da yok mudur, olmamalı mıdır?

Eğer etik önemli ise önerim şudur: Sonradan üye yapılanların üyeliği kabul edilsin ancak bunlar bu kongrede oy kullanmasınlar. Böylece seçimler başkanın yönetim kudretine dayanarak yaptığı siyasi hamlelerin gölgesinde kalmasın, müdahalesiz irade kimi işaret ediyorsa o seçilsin. Bu durumda sayın Gökoğlu da kendi makamına uygun davranmış olacaktır.

Tercihimi tekrarlamak istiyorum, ne Gökoğlu'nu ne de Aydoğdu'yu istiyorum. Bu iki adayın kulübe demokrasi dışında bir şey katabileceklerine inanmıyorum. İnşallah üçüncü kongre tarihinde Türkiye'de olacağım, kongreye katılma niyetindeyim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.