Ana içeriğe atla

Yurdundan Sürgün Çocuklar...

Her yanım ateş, bir avcumda antibiyotikler,bir diğerinde Demirspor bayrağı...Ankara'dan dostlar çıktı yola, hastalık yüzünden aralarında olamadım ne yazık...Ama biliyorum ki onlar oradan bana kupa getirecek, şampiyonlukla gelecekler o yoldan! Kalbim hepsiyle beraber atıyor, boğazımın şişliğinden çıkmayan sesim onların sesi oluyor bugün!

Bir güzel adetimiz var bizim, adet de değil ya, kendiliğinden gelişen bir duygu belki de...Her deplasmana gidişimizde, o deplasmanın bir şarkısını mırıldanırız hepimiz...Kimininki umutsuz olur, kimininki neşeli, ama illa ki her birimizin dilinde bir şarkı dolanır durur...Bugün de, Ankara Tayfası yola çıkıyor ya, dilimde bir şarkı...

Yurdundan sürgün çocukları anlatıyor, ne tuhaf, ne güzel anlatıyor Ankara Tayfası'nda tanıdığım Adana'dan uzakta yaşamaya mecbur kalmış tüm o güzel insanları...Sonra, en büyük silah umut etmek diyor, düşmesin kimse yılgınlığa diyor Yeni Türkü kulağıma... Bir yerinde "kanatlı atlar"dan bahsediyor ya, benim kulağım orayı hep "demir kanatlar" duyuyor..."Yarın bizim bütün dünya" diye bitiyor en sonunda...

 GİDİN, O KUPAYI ALIN, GELİN! Bu gece, yarın, bütün dünya bizim olsun! Kalbim, kalplerinizle atıyor dostlarım...Sesim, sesinizde...

"Söyleyin dağlara rüzgara
Yurdundan sürgün çocuklara
Düşmesin kimse yılgınlığa
Geçit vardır yarınlara

Göç yolları göründü bize, görünür elbet
Göç yolları bir gün gelir döner tersine, dönülür elbet!

En büyük silah umut etmek!
Yadigar kalsın size

Yol verin demir kanatlara
Sürgünden dönen çocuklara
Ateşler yakın doruklarda
Geçit vardır yarınlara

Göç yolları göründü bize, görünür elbet
Göç yolları bir gün gelir döner tersine, dönülür elbet!

Dağılsak da göç yollarında
Yarın bizim bütün dünya! "

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.