Ana içeriğe atla

Yeni Mali Tablolar-İlave Sorular

Yönetim ilk ay gelir gider tablosunu açıkladı. Kendileri açısından büyük, mali tabloların içeriği açısından küçük bir adım. Yine de hiç olmamasından iyidir, bir de sorularımızı cevaplandırsa çok daha iyi olurdu ama bu yolu tercih etmiyor. Her neyse cevap alamıyoruz diye sormaktan kaçacak değiliz ya, biz işimizi yapalım, soralım soruşturalım, iyiyi arayalım.

Önce mali tabloları vereyim. Kulübün resmi sitesinden alıntıdır:
Bu gelir gider tablosundan bazı sonuçlar çıkıyor ortaya ve tabi bazı sorular da:

Gelir gider tablosu yine kuruşu kuruşuna denk çıkmış. Bu doğru mudur? Doğrudur ama kulübümüzce yayınlanan gelir gider tablosu bildiğimiz anlamda doğru bir gelir gider tablosu değil. Bir nevi bakkal defteri. Normalde gelir gider tablosundaki denkliği yaratan kar/zarar kalemidir. Kulüp tarafından yayınlanan gelir gider tablosu ise aslında harcama/tahsilat tablosu gibi bir şey. Dedim ya bakkal defteri diye. Şu kadar para geldi, bu kadar para çıktı, o halde gelir budur, gider budur diyorlar. O nedenle kar/zarar oluşmuyor, yönetimden alınan borçlarla gelir gider dengesi sağlanıyor, hem de kuruşu kuruşuna.

Öncelikle görünen o ki; borcumuz 168 bin TL civarında artmış. Mali tablolardan genel olarak anladığım odur ki; yönetimden emanet alınan tutarlar bir nevi denkliği sağlamak için kullanılıyor. Yani yöneticiler aslında cebinden tam olarak ne kadar verdiğini bilmiyorlar ama bir şekilde para koyuyorlar ortaya, sonra gider kalemleri yazılıyor, diğer gelir kalemleri yazılıyor, aradaki fark yönetimden alınan para olarak borç hanemize ekleniyor gibi.

Öte yandan son bir aylık dönemde Federasyon ve Spor Toto gelirlerimiz 66 bin TL olmuş. Benim hatırladığım kadarıyla Gökoğlu'nun ilk yönetiminin 142 bin TL civarında bir alacağı kalmıştı. Spor Toto gelirleri doğrudan temliklere ödeniyordu. Hatta temlikler ödenmeden önce gelen paradan SGK ve vergi borçları tahsil ediliyordu.

Gelen para temlik ödemelerine harcanmadı mı?

Harcanmadıysa Gökoğlu ilk yönetimi temlik alacaklarını öteledi mi?

Öteleyebiliyorsa neden takım belediyeye yalvartıldı? Neden Eyüp, Ünye, Alanya gibi maçlar öncesinde futbolculara ödeme yapılmadı?

Gelen paradan SGK ve vergi borçlarına kesinti yapılmadı mı?

Devlete ne kadar borcumuz var?

Bu borcu azaltma yoluna neden gidilmiyor?

Görüleceği üzere ısrarla söylüyoruz, mali tablolar yetersiz, şüphe uyandırıyor. Teklifimizi yineliyoruz, son bir yıllık tüm mali işlemleri bir bağımsız denetim şirketine tam yetki vererek denetlettirin. Aşağı yukarı 10.000 TL'ye mal olur kulübümüze. Ya da diyoruz ki verin o tam yetkiyi bize, ücretsiz inceleyelim hesaplarınızı, hem çenemizi kapatmış olursunuz, hem de şeffaflığın nasıl sağlanacağını hep birlikte görürüz. Cevap alabileceğimizi yine sanmıyorum.   

Yorumlar

ahmehmet dedi ki…
yonetimin duzenli basın toplantısı yapması zor birşey değil bence. enazından aylık toplantılarla gidişata dair bilgiverilebilir kamuoyuna.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir