Ana içeriğe atla

Erkekler-Kadınlar

Bir tarafta Etik Kurulu raporu, devam eden şike davası, PFDK'nın bugün açıkladığı "cezalar"; öte tarafta Avrupa'nın zirvesine çıkan, olimpiyat yoluna koyulan takımlar...

Birinde rakibin ten rengi alay konusu olur, ona cevap olarak öldürücü tekmeler gelir, şike vardır ama sahaya yansımaz, Avrupa'da nal toplarız...

Diğerinde Avrupa'nın en üst düzey takımlarıyla baş eder, sürekli finallere kalır, ikinciliklere üzülürüz.


Birinde altyapıdan tek tük isim yukarılara çıkar, diğerinde herşey alttan başlar.

Birinde  başbakanımızın isteğiyle "kişilerle kulüpleri birbirinden ayırmak gerekir"; diğerinde kişiler de kulüpler de milli takımlar da birbirine karışır.

Futbolda milli takıma sempati duymak imkansızken, kadınların milli takımları basketbolda da voleybolda da keyifle izlenir.

Bir tarafta memleketin spor atmosferi, erkekleştikçe faşizmin sınırlarına dayanıyor, ötekinde kadınlar işlerini başarıyla yapmaya devam ediyor. İlkinin kadınları, cezalı maçlarda erkekleşip küfürbazlaşırken, diğerleri bizi gururlandırmaya devam ediyor.

Futbolun yöneticileri, oyuncuları bir çamurun içinde debelenirken, diğerleri aydınlık günler umudunu sürdürüyor.

Hentbolda, basketbolda, voleybolda kadın takımlarımızın başarıları bizi mutlu ediyor. Sporun gerçek yüzü onlar!


Diğerleri kendi pisliklerini sıvamaya çalışırken iyice bulanıyor...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.