Bir tarafta Etik Kurulu raporu, devam eden şike davası, PFDK'nın bugün açıkladığı "cezalar"; öte tarafta Avrupa'nın zirvesine çıkan, olimpiyat yoluna koyulan takımlar...
Birinde rakibin ten rengi alay konusu olur, ona cevap olarak öldürücü tekmeler gelir, şike vardır ama sahaya yansımaz, Avrupa'da nal toplarız...
Diğerinde Avrupa'nın en üst düzey takımlarıyla baş eder, sürekli finallere kalır, ikinciliklere üzülürüz.
Bir tarafta memleketin spor atmosferi, erkekleştikçe faşizmin sınırlarına dayanıyor, ötekinde kadınlar işlerini başarıyla yapmaya devam ediyor. İlkinin kadınları, cezalı maçlarda erkekleşip küfürbazlaşırken, diğerleri bizi gururlandırmaya devam ediyor.
Diğerleri kendi pisliklerini sıvamaya çalışırken iyice bulanıyor...
Birinde rakibin ten rengi alay konusu olur, ona cevap olarak öldürücü tekmeler gelir, şike vardır ama sahaya yansımaz, Avrupa'da nal toplarız...
Diğerinde Avrupa'nın en üst düzey takımlarıyla baş eder, sürekli finallere kalır, ikinciliklere üzülürüz.
Birinde altyapıdan tek tük isim yukarılara çıkar, diğerinde herşey alttan başlar.
Birinde başbakanımızın isteğiyle "kişilerle kulüpleri birbirinden ayırmak gerekir"; diğerinde kişiler de kulüpler de milli takımlar da birbirine karışır.
Futbolda milli takıma sempati duymak imkansızken, kadınların milli takımları basketbolda da voleybolda da keyifle izlenir.
Bir tarafta memleketin spor atmosferi, erkekleştikçe faşizmin sınırlarına dayanıyor, ötekinde kadınlar işlerini başarıyla yapmaya devam ediyor. İlkinin kadınları, cezalı maçlarda erkekleşip küfürbazlaşırken, diğerleri bizi gururlandırmaya devam ediyor.
Futbolun yöneticileri, oyuncuları bir çamurun içinde debelenirken, diğerleri aydınlık günler umudunu sürdürüyor.
Hentbolda, basketbolda, voleybolda kadın takımlarımızın başarıları bizi mutlu ediyor. Sporun gerçek yüzü onlar!
Yorumlar