Tribünde değilsem Demirspor maçlarını radyo ve tv'den takip etmemeye çalışıyorum. Stattayken zaman bir şekilde geçiyor; tezahüratla, sağa sola bakarak, "futbol folklörü"nün içindeki detaylara takılarak... Radyo veya tv başında hem çok gerildiğimden, hem de spikerlerin berbat anlatımlarından dolayı maç takip edemiyorum. Tribün deformasyonu diyelim...
Balıkesir maçını da izlemedim. Zaten hastaydım; yorgan döşek yatıyordum ter atmak için. (Hem de sahada ve tribünde terleyenlere destek olmak için!) Arada bir twitter'a göz atmasını istiyordum Ebru'dan... Maçın kısa görüntülerini ve golümüzü de daha bugün izledim.
( Şuradan: http://hayalet10kolik.blogspot.com/2012/05/adana-demirspor1-balkesirspor0-l-mac.html / Daha uzun hali burada da var: http://www.youtube.com/watch?v=WJxk_Ka3GmQ)
Maçta Balıkesir atak oynamış biz kalemizi savunmuşuz. Tarihsel analiz yapamayacağım ama son dönemlerde savunma oyunu ve "oyunu tutmak" denen mesele önem kazanıyor. Barcelona ve milli takım düzeyinde de Hollanda'nın yarattığı deformasyon dışında saldır saldır sistemiyle maç kazanmak çok da popüler değil. Demirspor'un da deplasman performansının iyi olması bununla ilgiliydi. Daha önce yazmıştım: İç sahada rakibe yüklenip yüklenip yediğimiz kontra golleri bir türlü çıkaramazken, deplasmanda kazandığımız puanlarla ayakta kaldık. Şu noktada ve bu kadroyla iyi futbol gibi bir beklentimiz var mı? Öncelik kazanmak bence...
Şimdi Balıkesir karşısında da bu oyun tescillendiyse, kadromuz buna müsaitse, önümüzdeki maçın ve maçların sistemi de çok değişik olmamalı. Evet, tribünde ya da ekran karşısında düzenli kalp krizlerine müsait bir sistem. Ama hala ölmedik değil mi? Biraz daha krize, kalp kapaçıklarını zorlamaya, damarları genişletmeye ihityaç var... Derin derin nefes alalım...
Direnelim, kazanalım! Hem sahada hem hayatta... Tıpkı tribündeki duruşumuz gibi!
Balıkesir maçını da izlemedim. Zaten hastaydım; yorgan döşek yatıyordum ter atmak için. (Hem de sahada ve tribünde terleyenlere destek olmak için!) Arada bir twitter'a göz atmasını istiyordum Ebru'dan... Maçın kısa görüntülerini ve golümüzü de daha bugün izledim.
( Şuradan: http://hayalet10kolik.blogspot.com/2012/05/adana-demirspor1-balkesirspor0-l-mac.html / Daha uzun hali burada da var: http://www.youtube.com/watch?v=WJxk_Ka3GmQ)
Maçta Balıkesir atak oynamış biz kalemizi savunmuşuz. Tarihsel analiz yapamayacağım ama son dönemlerde savunma oyunu ve "oyunu tutmak" denen mesele önem kazanıyor. Barcelona ve milli takım düzeyinde de Hollanda'nın yarattığı deformasyon dışında saldır saldır sistemiyle maç kazanmak çok da popüler değil. Demirspor'un da deplasman performansının iyi olması bununla ilgiliydi. Daha önce yazmıştım: İç sahada rakibe yüklenip yüklenip yediğimiz kontra golleri bir türlü çıkaramazken, deplasmanda kazandığımız puanlarla ayakta kaldık. Şu noktada ve bu kadroyla iyi futbol gibi bir beklentimiz var mı? Öncelik kazanmak bence...
Şimdi Balıkesir karşısında da bu oyun tescillendiyse, kadromuz buna müsaitse, önümüzdeki maçın ve maçların sistemi de çok değişik olmamalı. Evet, tribünde ya da ekran karşısında düzenli kalp krizlerine müsait bir sistem. Ama hala ölmedik değil mi? Biraz daha krize, kalp kapaçıklarını zorlamaya, damarları genişletmeye ihityaç var... Derin derin nefes alalım...
Direnelim, kazanalım! Hem sahada hem hayatta... Tıpkı tribündeki duruşumuz gibi!
Yorumlar