Ana içeriğe atla

17. Yıl

21 Mayıs itibariyle  Süper Lig'ten uzak 17. yılımız bitti. 1994'ten bu yana futbolun zirvesinden uzaktayız. O gün doğan çocuklar, bugün Demirspor tribünlerinde koca delikanlı oldular; yıllardır başarı görmeden orada durmaya devam ediyorlar. Acıyla büyüyen bir sevda var...

17 yıldır aynı işin farklı renkleriyle uğraşıyoruz. Bir arpa boyu yol alamadık. 17 tane genç yetiştiremedik. 17 tane iyi iş saymak mümkün değil... Onca yılda mücadele ettiğimiz takımlar defalarca değişti; Süper Ligi ekipleri değişti durdu. Ama biz yerimizden kıpırdayamadık. Ne uzadık ne kısaldık. Ama zaman ilerledikçe, içten içe eskiyoruz, kötüye gidiyoruz.

Yıllar içinde bazı konularda iyi gelişmele oldu; tribün sesini yer yer duyurdu yönetime, etki edebildi gidişata. Ama çoğunlukla güçlülerin, tek adamların, beceriksizlerin yönettiği ve yerel basının da onlara çanak tuttuğu bir camia olduk. Futbolcuların ve menajerlerinin at oynattığı, kulis çevirdiği; profesyonellikten, rasyonellikten uzak bir girdaba sürüklendik. Aytaç Durak'tan sonra, güç dengelerinin yeniden dağtıldığı ama henüz taşların oturmadığı Adana'da, Demirspor tribünüyle ayakta kalıyor. Artık sahada başarı istiyoruz!

18. Yıla şampiyonluk umuduyla giriyoruz. Bu hafta play-off maçlarında umutlar tekrar tazelenecek; şampiyonluk denebilecek son hadiseyi 2002'de yaşamıştık. Yeni bir başarısızlık yılını iyi bir şekilde noktalayalım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.