Ana içeriğe atla

Kongreden İnciler-1

Yazmaya şimdi imkanım oldu, başlayalım kongreden incilere. Yeni başkan GÖKOĞLU'nun sözlerini ele alalım. Bu yazının konusu;

"ESKİ YÖNETİME KİMSE SÖZ SÖYLEYEMEZ."

Ben söylüyorum sayın Gökoğlu. Buyurunuz:

Hadi sezon başı transferleri yönetimde yer alan diğer yöneticiler yapmadılar da Mustafa TUNCEL yaptı diyelim. Devre arası operasyonlarını kim yaptı?

Bizi futbol oynamaktan aciz Şekerspor gibi bir takımın karşısında kimin yönetiminin oluşturduğu takım kepaze etti?

Sizin söz söyletmediğiniz yönetiminizin döneminde kaç teknik adam değişikliği oldu?

Sizin döneminizde futbolcular yalvartılmadı mı belediyeye?

Sizin yönetiminiz belediyeden gelen paraları futbolculara doğru dürüst aktarmayıp, adamları maç başlarını alamaz hale getirmedi mi?

Sizin yönetiminiz İstanbul takımlarına yalakalık yapmadı mı?

Sizin belediye meclisi üyelerinden oluşan yönetiminiz kaç tane kalıcı gelir kazandırdı bu kulübe?

Sizin yönetiminiz döneminde yapılan 20 küsür maçta kaç tane alt yapıdan oyuncu kadroya girme başarısı gösterdi?

Sizin yönetiminiz döneminde bütçede şeffaflık verilen sözler doğrultusunda sağlandı mı?

Talipli varsa kongre kararı alırım deyip, neden çeşitli bahanelerle caydınız?

Şimdi çıkmışsınız diyorsunuz ki, kimse benim yönetimime söz söyleyemez. Ben söylüyorum sayın Gökoğlu, aklınızda bulunsun.

Bizi rezil rüsva ettiniz. Oluşturduğunuz takım zayıf denilen grupta taraftarını fazlasıyla hüsrana uğrattı. Kusura bakmayın sayın Gökoğlu sizin de içinde bulunduğunuz yönetim bu işi eline yüzüne bulaştırdı. Başaramadınız. Yeni yönetiminizin başarılı olmasını isterim ama hiç mi hiç inanmıyorum. Aynı malzemelerle yıllardır yediğimiz yemek ortada. Ne oldu, malzeme mi değişti?

Kongredeki sözlerinizi ele almaya devam edeceğim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...