Ana içeriğe atla

Taraftar İlkeleri

Gündemden düşmesin diye bir kez de ben yazayım, unutturmamaya, kitleleri harekete geçirmeye çalışayım istiyorum.

16 yıldır perişan bir şekilde yönetiliyoruz. Son dönemlerde artık hepimize gına geldi ve kayyuma kalmayı ister haldeyiz. Takım böyle yönetilecekse kapansın, amatöre düşsün, gençlerine yönelsin, küllerinden doğsun diyenler gitgide artmaya başladı.

Demirspor halkın takımı diyorsak, Demirspor taraftarı ile var diyorsak, taraftardan beklentilerimiz de o ölçüde fazla olmalı.

Artık taraftar taşın altına elini daha fazla koymalı. Taraftarlar bir araya gelerek ilkelerini açıklamalı. Bu ilkeleri kabul ettiğini ve uygulamaya koyacağını beyan etmeyen yönetici adaylarının Demirspor'da söz sahibi olmasına izin verilmemeli.

Taraftar bu takımın sahibiyse ve yönetimler takımın bir parçası ise taraftarın yönetimler üzerindeki etkisinin, katkısının daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa taraftarın kötü gidişi izleyip, saçlarını ağartmaktan, kendini heder etmekten öteye gidemeyeceği kanaatindeyim.

İlk adımı atmak için ataleti kırmak gerekir. O ataleti kırdık mı, değişim başlayacak güzel günler gelecektir. Haydi artık taraftar silkelensin, taraftar gidişata dur desin, taraftar inisiyatif alsın, TARAFTAR İLKELERİNİ AÇIKLAYARAK işe başlasın.

Yorumlar

coulibaly dedi ki…
Aslında yıllardır hep aynı şeyleri istiyoruz. Yandaş olmasın, bağımsız olsun, bizim gibi sevsin mavi-laciverti yeter.
yazardarthvenom dedi ki…
Taraftar İlkeleri
Adana Demirspor "Ankara Tayfası" taraftarlara bir çağrı da bulunmuş ve ilkelerimizi konuşalım demiş. Bu yazı da yazılan çağrı üzerine o amaçla yazılmıştır.

Demirspor bir halk takımıdır. Bizi tanımlayabilecek en iyi cümle bence bu. Demirspor dükkanını yeni kapatmış bir işçinin üzeri yağlı elbiselerle stada gitmesidir, Demirspor dersten yeni çıkmış bıyığı yeni terleyen bir dershane öğrencisinin Muharrem Gülergin tribününe girmesi için sırada beklemesidir, Demirspor bir askerin anadolunun ücra bir yerinde şafak sayarken ranzasının bir köşesine ADS yazmasıdır. Bu takımın sırtını yasladığı bir halk var. Her daim arkasında duran, bazen küsse de, darılsa da yine de kıramayıp maça gelen insanların takımıdır Demirspor. Bu takım hepimizin. Uzun yıllar çok cefa çektik, yeryüzünde bu kadar çok üzüntüye, kedere, talihsizliklere, hüzüne rağmen arkasında bu kadar destekleyicisi olan bir takım bir tane daha var mıdır bilmiyorum. Bizler bunun için de övünüyor değiliz. "Sokakta oynasan kaldırımda destekleriz" anlayışı bu kadar özümüze işlemiş.

Adana Demirspor'da Soner Tolungüç zamanında hiç şans verilmemiş bir Ergün Ulaş vardı. Alt yapıda defalarca gol kralı olmuş biriydi Ergün. Çukurova'nın İbrahimoviçi bile deniyordu kendisine. Süratlı, fiziği yerinde, gol atmak için yanıp tutuşan iyi bir forvet oyuncusuydu. Fanatik bir Adana Demirsporluydu. Demirspor maçını izlemek için kilometrelerce yürüdüğü zamanları bilirim. Gencecik yaşında bir ara A takıma yükseldi. Ne yaptı etti, günlerce çalıştı ama Soner Tolungüç hiç şans vermedi. Bir kere bile şans vermedi. Ergün şans bulamayınca Fethiyespor'a transfer olmak zorunda kaldı. Bizler bu oyuncularımızı kaybedersek ve taraftar olarak bu oyuncular neden oynamıyor, bu oyunculara neden şans verilmiyor diye sormazsak bu futbolcularımız gider böyle. Bizim futbolcularımız bunlar, Demirspor aşığı çocuklar. Sahada savaşacak, canını dişine katacak çocuklar. Nerede bu çocuklar? Nerelere gönderiyoruz?

Bir şeyleri düzeltebiliriz. Belki büyüklerimizin bizlere devrettiği mirası bizler de geleceğe daha iyi emanet edebiliriz.

Nasıl yaparız peki bunu?

- Adana Demirspor için kalıcı gelir kapısı oluşturulmalıdır. Bandırmaspor'un bile kendine ait otoparkı varken Adana Demirspor için kalıcı bir gelir kaynağının olmaması üzücü.

- Alt yapı güçlendirilmelidir. Adana Demirspor'un alt yapı maçlarına daha çok özen gösterilmeli. Adana'da yetişen futbolcular Demirspor'da oynaması için teşvik edilmelidir.

- A takımda alt yapıdan gelen futbolcuların sayısı arttırılmalıdır.

- Bizler taraftar olarak alt yapıdan gelen oyuncularımıza daha çok sahip çıkmalıyız.

- Adana Demirspor bir görüşün, zümrenin, grubun takımı değildir. Adana Demirspor HEPİMİZİNDİR.

HEPİMİZ taşın altına elimizi koymalıyız. Muharrem Gülergin gibi...Füze Selami gibi...

Demirspor için...
cinobili01 dedi ki…
Taraftar Demirspor'un geleceğini kurtarmak istiyorsa ve halkın takımıyız diyorsa,en kısa zamanda kulübün meclis üyeleri tarafından yönetilmemesini sağlamalıdır.Demirspor taraftarı tribünde ki gücünü tribün dışında da kullanabilmelidir.İstediği anda bir yere 3-4 bin kişi toplayacak gücü olan bir tribün bu gücü en etkin şekilde kullanmalıdır.

Tribün;
-Belediyeden her ay alınan 300 milyarla futbolculara 21 maç başı ve peşinatların neden ödenmediğinin hesabını sorabilmelidir.
-3 aydır teknik direktöre neden ödeme yapılmadığının hesabını sorabilmelidir.
-Alt yapısı zengin bir kulüp iken İlyas,Tunay,Berkay,Bedri Can gibi isimlerin kiralanmasına engel olmalıdır.
-Bu kulüpte belediye destekli yönetimlerin iki getirisinin olduğunu,bu getirilerin birisiyle kendi ceplerini doldurduklarını,diğeriyle de Demirspor kulübünün borç hanesinin büyümesini sağladıklarını görmek ve bu borç hanesinin daha da büyümesine engel olmalıdır.
-Bu kulübün geleceğinde rol almalı,harcanan bir kuruştan bile haberdar olacak şeklide yönetimde tüm tarafın ortak sesi olacak şekilde yönetimde bulunmalıdır.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir