Ana içeriğe atla

Öfke

Dün 5 Ocak'ta yaşananlar biriktirilen bir öfkenin patlamasıydı. Tribünün sabrı taşıyor; çünkü yöneticisi-futbolcusu onlarla dalga geçiyor.

Tribün bu oyunun bir parçası. Sesiyle, soluğuyla, pankartıyla, rengiyle bu oyunda kendini var ediyor. Desteğini veriyor, karşılığını istiyor; yola koyuluyor, mesafeler kat ediyor. İsteği belli: Başarı. Ama siz onu aptal yerine koyuyorsunuz.

Tribün yokmuş gibi davranırsanız cevabınızı alırsınız. Tribünün sesini dinlemezseniz, rengini görmezseniz, ateşini hissetmezseniz onlar size koltuklarla, yaktıkları ateşle gereken cevabı verir. Ama bu düzen sizin düzeniniz olduğu için terör yapan biz, mağdur yine siz olursunuz! Sizden de düzeninizden de nefret ediyoruz.

Bence artık tepkinin zamanı gelmişti; tepkiyi herkes bildiği yoldan verdi: Grup yeni bestesini söyledi, maraton koltuk attı, kapalı küfür etti ve sonra hepsi birbirine karıştı.

Yöneticisi ve futbolcusuyla bu camiaya el birliğiyle rezil ediyorsunuz. Ama sonra ortalıktan sıvışıp tribünü öcü gösteriyorsunuz! Sizin tavrınıza da bu yakışır zaten...

Son olarak, taraftara cop savurmayı, biber gazı sıkmayı oyun haline getirmiş, bu yolla kendini tatmin eden polisler... Sizin hangi düşüncenin ürünü olduğunuzu gayet iyi biliyoruz!

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bundan daha doğru ifade edilemezdi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.