Ana içeriğe atla

Öfke

Dün 5 Ocak'ta yaşananlar biriktirilen bir öfkenin patlamasıydı. Tribünün sabrı taşıyor; çünkü yöneticisi-futbolcusu onlarla dalga geçiyor.

Tribün bu oyunun bir parçası. Sesiyle, soluğuyla, pankartıyla, rengiyle bu oyunda kendini var ediyor. Desteğini veriyor, karşılığını istiyor; yola koyuluyor, mesafeler kat ediyor. İsteği belli: Başarı. Ama siz onu aptal yerine koyuyorsunuz.

Tribün yokmuş gibi davranırsanız cevabınızı alırsınız. Tribünün sesini dinlemezseniz, rengini görmezseniz, ateşini hissetmezseniz onlar size koltuklarla, yaktıkları ateşle gereken cevabı verir. Ama bu düzen sizin düzeniniz olduğu için terör yapan biz, mağdur yine siz olursunuz! Sizden de düzeninizden de nefret ediyoruz.

Bence artık tepkinin zamanı gelmişti; tepkiyi herkes bildiği yoldan verdi: Grup yeni bestesini söyledi, maraton koltuk attı, kapalı küfür etti ve sonra hepsi birbirine karıştı.

Yöneticisi ve futbolcusuyla bu camiaya el birliğiyle rezil ediyorsunuz. Ama sonra ortalıktan sıvışıp tribünü öcü gösteriyorsunuz! Sizin tavrınıza da bu yakışır zaten...

Son olarak, taraftara cop savurmayı, biber gazı sıkmayı oyun haline getirmiş, bu yolla kendini tatmin eden polisler... Sizin hangi düşüncenin ürünü olduğunuzu gayet iyi biliyoruz!

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bundan daha doğru ifade edilemezdi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.