Ana içeriğe atla

Bu Takımı Kim Yönetiyor?


Bu takımı kim yönetior? Futbolcular mı, yöneticiler mi? Futbolcular kafasına göre oynuyor veya oynamıyor. İstediği maçı alıyor veya almıyor...

Para mı? Yönetim mi? Destek mi? Neyiniz eksik söyleyin bilelim...

Küme düşme potasındaki her takıma yenilen bu oyuncular, ne yapmaya çalışıyorlar?Üstümüzdeki herkesi yenip, alttakiler yenilmenin nedeni nedir?

Adıyaman kimseye deplasmanda iki gol atamadı. Şekerspor aylardır iki golü birarada göremedi. Sadece bize...

Bu takımın yeni bir yönetim kurulu var. Başkan Gökoğlu ve yöneticilere sesleniyorum: Acilen bir toplantı yapın ve yöneticinin kim olduğunu ortaya koyun. Takım olamayan bu takımı kimin yönettiğini ortaya koyun.

Yorumlar

kebabman dedi ki…
Sevgili Yavuz,Bu takimi alacaklilar yonetiyor!Kurulan kadro 4.5 trilyon,odenen 1.5 trilyon ,yaratilan borc 3 trilyon.Bu rakam simdiki baskanin kulupten alacagindan daha fazla.O zaman bir yonetici benim alacagim en fazla o zaman ben baskan olmaliyim,benim dediklerim olmali diyorsa,futbolcularda bizim alacagimiz senden de fazla bizim dediklerimiz olmali deme hakkina sahip oluyor!Bu ortami yaratanda ayagina gore yorganini uzatmamakta israr edenlerdir.Bu sezon ADS'ye ettirilen zarar min. 3 trilyon. Bireysel hedefe ulasabilmek icin icin astlarina(futbolculara) borclu kalan,(futbolculara) ust olamaz.Ust olur ama sadece kagit uzerinde olur.
Metin Yılmaz dedi ki…
Selam;

Yani şimdi bilemedim. Bir mevki ile o mevkiyi kaplayan insan kimileyin karışıyor birbirine. 'Futbolcu' derken İlyas'tan, Erçağ'dan mı bahsediyoruz, yoksa formayı taşıyan o soyut insandan mı? Yönetici derken, keza, Gökoğlu'ndan mı bahsediyoruz yoksa yönetici mevkiden mi? Kabul ediyorum, bizim topçularda iki gram futbol zekası göremedik Şeker maçında, halı saha kıvamında, ya koşmayan, ya da bir anda hiddetlenip bir topun peşinden üç kişi koşan, ne kademe ne ve saire... Ama arkadaş, affınıza sığınırım, yekpare bir taraftar olarak yönetici mevkiine güvenmem. Bir işletmeci armanın onurunu taşıyamaz, ter döken taşır. Tekrar ediyorum, bizim topçular maçta benden daha az terlemişlerdir, ama tepkimizi koyacaksak birebir topçuları muhattap almalıyız. Yönetici-işletmeciden topçulara hiza vermesini beklemek, sanki bir tarafından 'tek adamcılık' eleştirimize ihanet etmek gibi geliyor. Demirspor'un yöneticisi bizik, halkın takımı diyoruz, muhattap da bizik.

Sadece eleştirinin pusulası şaşmış gibime geldi. Şahsım adına işletmecilerden hiçbir beklentim yok. Elbette piyasa koşulları içinde onlarsız -bu aşamada- bu takımın toplayamayacağını biliyorum. Belki bir başka yol ihtimali, 'oysa bir umuttu hep gönlü besleyen, dayan yüreğim diyen', ne olduğunu bilmediğim o üçüncü ihtimali seviyorum.

Gökhan Arıkan
yavuzy dedi ki…
"Başkanım, bizi kurtarın" demek istemedim. Ama kendi kurdukları takıma söz geçirmesi lazım yönetim denen şeyin. Şu anda futbolcular, yöneticileri de bizi de aldatıyor.

Futbolcu milletine hiçbirzaman güven olmayacağını biliyoruz, o zaman daha somut bir yer olan yönetime seslenmek daha doğru geliyor bana. Paranızla pulunuzla mı yoksa ağırlığınızla mı sözünüle mi, bilemem. Ama bu takıma çekidüzen verin. Yenilecekse de böyle yenilmesin...

Meseleyi teknik hale getirdikçe, sayısallaştırdıkça etki alanımız azalıyor diye düşünüyorum. Bizim ilkeler ve söz verilen koşullar üzerinden ittirmeye devam ettirmemiz gerekiyor.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.