Ana içeriğe atla

Belediye İle İlgili Sorular...

Takım 20 ayda 7.3 milyon TL para almış diye haberler geçiyor. Doğru mudur?

Alınan paraların eski yönetimlerin borçlarına harcandığı söyleniyor, doğru mudur?

Eski yönetimlerin borçlarını iddaa gelirlerinden tahsil edecekleri söyleniyordu. Yalan mıdır?

Yalan değilse bu eski borçların ödenmesi mevzuu da nedir?

Eski borçlar ne borçlarıdır? Temlik borçları mıdır, başka türde borçlar mıdır? Mahiyeti nelerdir?

Tarkan Kulak ve bir Gaziantep firmasından maddi destek alındığı söyleniyor. Doğru mudur?

Doğru ise tutarı ne kadardır?

Şeffaflık anlayışınız bu mudur?

Liglerin başladığı Ağustos ayından bu zamana kadar belediyeden kulübümüze ne kadar para aktarımı yapılmıştır?

Yapılan bu aktarımlar ne yönde kullanılmıştır? Ayrıntılı açıklamalar bekliyorum ama çok beklerim, bu şeffaflık anlayışı benim bildiğim şeffaflık anlayışı değil.

Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Yazı içeriğine yazmak istemedim, ama bir değerlendirme yapmak gerekiyor.

En basit hesaplamayla kulübün kasasına 1.200.000 TL para girişi var. Türkiye Kupası geliri ve Belediye'nin sadece 2012 yılında aktardığı tutarlar. Tarkan Kulak'tan ne kadar alındı bilemiyorum, Gaziantep firmasından ne kadar alındı bilemiyorum. Kombinelerden ne kadar tahsil edildi bilemiyorum. Belediyeden 2011 yılı içinde bu sezona mahsus ne kadar para aktarımı yapıldı bilemiyorum. Mehmet Gökoğlu'nun cebinden 600 küsür bin TL koyduğu söyleniyor. Nereden baksak 2,5-3 milyon TL sezon başından beri kulübe para girmiş.

Levent Özveren'in sezon başında yapılan ödemelere ilişkin listesine bakıyorum. 375 bin TL ödeme yapılmış. Bunun 46.000 TL'si personel, 50.000 TL'si otobüs taksiti, 4.000 TL'si noter masrafı diye geçiyor. Yani 275.000 TL futbolculara ödenmiş.

Durmuş Ali Çolak görevden ayrılıyor. Ayrılırken diyor ki; futbolcuların maçbaşı ücretleri 21 maçtır ödenmiyor. Ligin 23 üncü haftasını geride bıraktık. Hadi buna 3 tane Türkiye Kupası maçını da ekleyelim. 26 maç yapmışız. 21 maçtır ödeme yapılmamış.

Sonuç mu? 2,5 trilyon para girişi (en az), eski yöneticilerin temliklerini iddaadan aldıkları gerçeği (Kızılcahamam'da Mehmet Gökoğlu tarafından şahsıma doğrulandı), ligin beşinci haftasından bu yana para alamayan futbolcular.

Kara delik gibi bu Demirspor. Anlaması çok ama çok zor.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...