Ana içeriğe atla

1940 > 1461

Bu hafta 1461 Trabzon ile oynuyoruz. İlk maçta 1-0 da olsa yenmiştik ve bu rakibin aldığı son mağlubiyetmiş. Onlar iç sahada, biz dış sahada iyiyiz. O yüzden sıkı bir çarpışma olacak. Zirve mücadelesinde altlı üstlü konumda olduğumuz için 6 puanlık maç. Hatta Bandırma'nın bay geçeceği hafta olduğu için 9 puanlık da diyebiliriz.
Gerçi teknik direktör Mustafa Akçay, hedeflerini play-off olarak belirlemiş, direkt çıkıştan ziyade...(http://www.gunebakis.com.tr/haber/yeter-ki-play-off8217a-kalalim-67073.html).

Rakip, Trabzonspor'un pilot takımı vaziyetinde. Aslında Karadeniz'de her beldede takım olduğu için Trabzon'un rezervleri oldukça güçlü; pilot olabilecek çok takımları var. ZAten bu takım da Değirmenderespor'dan devşirildi (http://www.1461trabzon.com.tr/?Sayfa=KulupHakkinda). Ağırlıklı olarak Trabzon ve çevresinin çocukları oynuyor o takımda. Bir çoğu 1991-92 doğumlu. (Bizden devre arasında giden Kadir Keleş de Trabzon'da). Yani bizim yapamadığımız işi yapıyorlar; değerlerine sahip çıkıyorlar. Demek ki gençlere sahip çıkılarak da başarılı olabiliyoruş. Önemli olan arkadalarında durmak, desteklemek...

Takımın ismi de kökler vurgusuna atıf tabii ki. 1461, Fatih'in Trabzon'u fethi. (Trabzonspor'un maçlarından gördüğüm 1461 Meydan pankartı da aklımda.)Geleneğimize, köklerimize sahip çıkma arayışı takdir edilebilir. Sahip çıkılması gereken Osmanlı mirası mı yoksa Cumhuriyet çağı mı? (Hele ki meşhur dizi ve yeni vizyona giren filmle birlikte, bitmek bilmeyen fetih sevdası...) Osmanlı'nın altın çağına sahip çıkarken karanlık dönemlerini göz ardı etmek mi? Tersine Cumhuriyet'in karanlık günleri fazlasıyla göz önünde tutulurken...

1940, yeni bir cumhuriyetin hayatın her alanında atılım yapma projelerinden biriydi. Savaşa giren koca bir kıtaya varken başucumuzda, kendi ayaklarımız üzerinde kalabilme çabasıydı. Cumhuriyet projesi, totaliter yanlarıyla tu kaka edilebilir ama kamucu tarafını, kimsesizlerin kimsesi olmasını, hep birlikte birşeyler yapma isteği de göz ardı edilmemelidir. Adana Demirspor da bu kamusal görevin bir önderiydi.

Osmanlı değil Cumhuriyet kazansın; yeşil sahada da sokakta da...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.