Ana içeriğe atla

İnanç Değil De...

Tekrar eski Demirspor olduk. Normallerimizde döndük. Üç dört hafta galibiyet, iyi mücadele... Tam da artık futbol konuşabiliyoruz derken tekrar karabasan yaşadık. Ligin dibiyle her kapışmamızda yüreğimiz ağzımızda, hüsranlar diz boyu...

Ama bu bizim normalimiz değil mi? Alışmadık mı daha? Adana Demirspor ezberleri bozmaya, taraftarını monotonluk kıskacından kurtarmaya yeminli bir futbol kulübü değil mi? Gerçi şu da var ki, biz şampiyon olamamanın monotonluğuna sıkışıp kalmışız bir kere, nasıl kırılacak bu zincir, biz görecek miyiz, UEFA finalinin oynandığı yerlere haritadan bakıp "nasıl gideriz lan oraya?" diyecek miyiz? Neyse, ufkumuzu daraltalım.

Hiçbir şey anlatmaya niyeti olmayan bu yazıda değinip bırakmak istediğim tek şey aslında hiç bir şeyin bitmiş olmaması üzerine. Haftaya bir Kızılcahamam galibiyeti olayları tam da Demirspor'a yakışır şekilde içinden çıkılmayacak bir düğüme doğru sürükler. Sürükleyecektir de. Körfez gibi, Bandırma gibi, Kızılcahamam da mağlup olacak. Olacak olmasına da bana bunu söyleten nedir, orasını çözemedim. Takıma inancım mı, deplasman karnemiz mi, 11. adamımız olan seyircimiz mi (habire kırmızı kart görüyoruz ya), yıldızların konumu mu, hep zam gelen motorin mi, uyumadan gördüğüm gündüz düşleri mi? Bilemedim...

Haftaya Ankara'ya gelenlerle beraber tartışalım bu konuyu. Hala inatla nasıl takip ediyoruz bu takımı? Aklımızı hangi noktada yerinden çıkartıp, katlayıp, gömleğimizin sol cebine sakladık? Bunu konuşalım...

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Demirspor karamsarları, kötümserleri haklı çıkarmaya devam ediyor. Bu camiada iyimser kalmak çok zor. Yine de çabalayalım. Hayatın özü, çaba.

Bence eleştirmek için önce desteklemek gerekli. Desteği kesip sadece eleştiriye saplanmak verimli değil. Katıksız bir eleştiri mekanizması, aklımızı kullandığımız anlamına gelmiyor. O da tersinden duygusallık, hırsın beslediği bir duygusallık oluyor.
Fırat Ateş dedi ki…
Bana kalırsa Mustafa, içinde bulunduğumuz psikolojik durumu çok iyi anlatmış. Haftasonu, bir psikiyatr eşliğinde bu kronikleşmiş majör depresyon halimizi masaya yatıralım. Bu arada aklıma şu da geliyor; Acaba merhum Deli Hüseyin'in aklını yitirmesinin müsebbibi Demirspor muydu?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.