20 haftada topladığımız 33 puanın iç-dış saha dağılımları neredeyse eşit: İçeride 16 puan,dışarıda 17 puan. Ama bu performansımızla iç saha puan listesinde 10. iken dış saha puanlarımızla grup lideriyiz.(Acaba iç sahada taraftar baskısı ters mi tepiyor; rakibi değil bizimkileri mi korkutuyoruz?)
Demek ki dış sahadaki taktik disiplinimiz doğru iken içerideki taktiğimiz tutmuyor. Dışarıda "kapan, oyunu tut ve skora yat" taktiği, içerideki "saldır, saldır, arkayı boşalt ve gol ye" işleyişiyle taban tabana zıt. Eğer iyi kapanan ve oyunu tutabilen adamlarımız varsa bunları kullanalım. Dışarıda ortasaha savunmasını iyi yapıp rakibe kolay pozisyon vermezken, içeride bunun tam tersi bir şekilde kolay goller yiyoruz. 25-18'lik atılan-yenen goller de bunun göstergesi. Diyeceğim odur ki, ölümüne saldırmakla puan kazanılmıyor. Oyunu kontrol altında tutmayı başarabiliyorsak, bunu iç sahada da yapmalıyız. Artık sadece hücumla puan kazanılmayan bir futbol sistemi yerleşiyor. Hücumla savunmanın dengesini tutturalım.
Ergun Kara'nın bugünkü yazısında (http://www.sporcukurova.com/anasayfa/demirspor%e2%80%99un-cilingirleri%e2%80%a6.html) belirttiği gibi, kilit açan oyuncularımız deplasmanda olduğu gibi içeride de kendilerini göstermeliler. Sezon başından beri fotvetsiz oynuyoruz. Burhan atamıyor, Erçağ az atıyor, yeni gelen İlyas ise henüz salondan sahaya geçemedi; kibarlığı ve gamzsızlığını atacak gibi görünmüyor. Ortasaha destekli gollerimiz bizi buraya kadar taşıdı. Bundan sonra da iş değişmeyecek gibi görünüyor. Soner-Raşit-Emre Hasan; daha çok sorumluluk alın ve bizi taşımaya devam edin!
Dış sahadaki taktiğimizi biraz gevşeterek, kontrollü bir oyunla iç sahadan da seri galibiyetler çıkarmamız lazım. Ünye maçı bu serinin başlangıcı olsun artık. Adana'daki binleri yeteri kadar üzdünüz; artık bizi sevindirin. Mutlu deplasman yolculuklarını evimizde de yaşatın.
Demek ki dış sahadaki taktik disiplinimiz doğru iken içerideki taktiğimiz tutmuyor. Dışarıda "kapan, oyunu tut ve skora yat" taktiği, içerideki "saldır, saldır, arkayı boşalt ve gol ye" işleyişiyle taban tabana zıt. Eğer iyi kapanan ve oyunu tutabilen adamlarımız varsa bunları kullanalım. Dışarıda ortasaha savunmasını iyi yapıp rakibe kolay pozisyon vermezken, içeride bunun tam tersi bir şekilde kolay goller yiyoruz. 25-18'lik atılan-yenen goller de bunun göstergesi. Diyeceğim odur ki, ölümüne saldırmakla puan kazanılmıyor. Oyunu kontrol altında tutmayı başarabiliyorsak, bunu iç sahada da yapmalıyız. Artık sadece hücumla puan kazanılmayan bir futbol sistemi yerleşiyor. Hücumla savunmanın dengesini tutturalım.
Ergun Kara'nın bugünkü yazısında (http://www.sporcukurova.com/anasayfa/demirspor%e2%80%99un-cilingirleri%e2%80%a6.html) belirttiği gibi, kilit açan oyuncularımız deplasmanda olduğu gibi içeride de kendilerini göstermeliler. Sezon başından beri fotvetsiz oynuyoruz. Burhan atamıyor, Erçağ az atıyor, yeni gelen İlyas ise henüz salondan sahaya geçemedi; kibarlığı ve gamzsızlığını atacak gibi görünmüyor. Ortasaha destekli gollerimiz bizi buraya kadar taşıdı. Bundan sonra da iş değişmeyecek gibi görünüyor. Soner-Raşit-Emre Hasan; daha çok sorumluluk alın ve bizi taşımaya devam edin!
Dış sahadaki taktiğimizi biraz gevşeterek, kontrollü bir oyunla iç sahadan da seri galibiyetler çıkarmamız lazım. Ünye maçı bu serinin başlangıcı olsun artık. Adana'daki binleri yeteri kadar üzdünüz; artık bizi sevindirin. Mutlu deplasman yolculuklarını evimizde de yaşatın.
Yorumlar