Ana içeriğe atla

Yönetim Meseleleri

Demirspor'un;

Başkanı cezaevinde. Adına sayfalarca yazıldı, daha da yazılır. Bu badireyi de atlatırsa "efsaneler" arasına girer. Paranın en çok ve karanlık olduğu dönemlerde başkanlık yaptı. Paraya tapmayan taraftarın gözünde asla efsane olamayacak.

Vekil başkanı önce hevesliydi, sonra hasta oldu, sonra iş yoğunluğu arttı. Tutuklu değil ama ortada göründüğü pek yok. Aytaç - Mustafa - Zihni ekolünün artık miadını tamamladığı şu dönemde siyasette taze bir kan olacak mı? Yolu Demirspor'dan geçenler asla yalnız yürümez vekilim başkanım, tasalanmayınız...

İkinci başkanı, futbolcu akrabası tarafından taraftar nezdinde tüm saygısını yitirdi, alenen kendisinin istenmediği söylendi, protesto edildi vs. Yine de Körfez deplasmanında bomboş protokolde yerini aldı. Sevinsem mi, üzülsem mi? Tek başına 90 dakika geçer mi?

Futbol şube sorumlusu oyunu kuralına göre oynadı. Girdi, çıktı, bekledi, sıktı, gevşetti... Şimdi deplasmanlarda kale arkalarında görüyorum. Mevcut yönetimin belki de takım ile en çok içli dışlı olanı o. Yine de taraftar nezdinde saygıyı sevgiyi bulamıyor, bulamayacak. Transfer şampiyonu olduğunu hatırlatmadan geçmeyelim. Menajerlerin, oynamayan futbolcuların kalplerini kazanacağına bizlerin kalbini kazanaydı ya! Biz kime açmadık kalbimizi? Ona da bir yer verirdik elbet...

Yönetimde başka kimler var? Basın sözcüsü, altyapı sorumlusu... Onlar bir şeyi yönetmiyorlar, başlarını ağrıtan bir şey yok. Rahat olmalarında fayda var, zaten rahatlar...

Şimdi eski bir yönetici yeniden halkaya dahil olmaya çalışıyor. Sırasını bekledi, bisiklete binme sırasının kendisinde olduğunu düşünüyor. Bakalım mavi bisiklet kime yar olacak.

Bana yar olmayacağı kesin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...