Ana içeriğe atla

Küçülme Meselesi





Sezon başında futbolcuların alacakları ücretleri gösteren yukarıdaki hesap cetveli doğru ise küçülme ile sağlanacak 920.000 liralık avantajı nasıl sağlayacağız ben anlayamadım.

Şöyle ki;

Bilal: Toplam ücret:180.000 Ödenen:10.000 sezon başından bu yana hiç para almamış sadece aldığı peşinata oynamış olsa ve tüm maçlarda görev alsa alacağı para 170.000

Güney ATILGAN : Toplam ücret:160.000 Ödenen:20.000 sezon başından bu yana hiç para almamış sadece aldığı peşinata oynamış olsa ve tüm maçlarda görev alsa alacağı para 140.000

Tayfun ÖZKAN : Toplam ücret: 375.000 Ödenen: 113.000 sezon başından bu yana hiç para almamış sadece aldığı peşinata oynamış olsa ve tüm maçlarda görev alsa alacağı para 262.000

Ufuk ARSLAN : Toplam ücret : 160.000 Ödenen: 15.000 sezon başından bu yana hiç para almamış sadece aldığı peşinata oynamış olsa ve tüm maçlarda görev alsa alacağı para 150.000

Tayfun SEVEN : Toplam ücret : 235.000 Ödenen: 15.000 sezon başından bu yana hiç para almamış sadece aldığı peşinata oynamış olsa ve tüm maçlarda görev alsa alacağı para 220.000

Mehmet Kahriman : Toplam ücret: 140.000 Ödenen: 10.000 sezon başından bu yana hiç para almamış sadece aldığı peşinata oynamış olsa ve tüm maçlarda görev alsa alacağı para 130.000

Bu hesaba göre giden oyuncuları ilk yarı-ikinci yarı tüm maçlarda oynamış-oynayacak olsa alacakları para toplamı : 1.072.000 TL

Oyuncuların bulundukları sürede bir çok maçta oynamadıklarını ortada, bu oyunculara peşinat harici ödeme yapıldığınıda varsayarsak bu hesap tutmuyor.

Ya yukarıdaki tablo uydurma bir tablo yada matematik yalan söylüyor. Yetkililerden ricam 920.000 liralık küçülmeyi sağlayan mali planı bizler ile paylaşmaları.

Küçülme fikrine karşı değilim aksine paramıza göre hareket etmemiz gerektiğini çok defalar savundum. Sezon öncesi bu kadar savurgan olmasak şimdi küçülmeye de ihtiyacımız olmayacaktı. Kaldı ki kadroda hiç oynamadan, gönderilenler kadar para alan oyuncular mevcut neden onları göndermek yoluna gidilmedi onları göndersek olmaz mıydı ?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...