Ana içeriğe atla

Kıssadan Hisse...

Hasan PULUR tarzı bir başlıkla yazıyorum yazımı, içeriği de aynı tarzda olacak gibi.

Taraftarımız Selahattin AYDOĞDU'nun başkanlık girişimine karşı net bir tavır sergiledi. Ancak bu tavrın satır aralarını iyi irdelemek gerekiyor. Zira artık taraftar elini daha sert masaya vuracağını gösterdi. Herkes kendine bu mesajdan pay çıkarmalı. AYDOĞDU dışında kimler acaba mesaj almalı. Anlatalım efendim.

Proje baltalayanlar...
Altın üyelik sözlerini yerine getirmeyenler...
Haciz kötüdür ama temlik de onun kadar kötüdür. Kulübün gelirlerine belgesiz şekilde temlik koyarak yıllardır birçok kulübün ana gelir kaynağı olan İddaa gelirlerinden Demirspor'umuzu mahrum bırakanlar...
Demirspor'umuzu belediyeye mahkum edenler...
Bütçelerini vaatler üzerinden yapanlar... 
Var olan kalıcı gelir projelerini rafa kaldıranlar...
Yeni gelir projelerini yürürlüğe koymayanlar/koyduramayanlar...
Kulübümüzü önce Adana nezdinde sonra Türkiye çapında küçük düşürenler...
Demirspor'un büyüklüğünü idrak edemeyip, başka güçlere biat edenler...
Sadece Demirsporlu olmayanlar, içinde Demirsporluluğu yaşatamayanlar...
Yaptıkları çuval dolu transferle, hatalı teknik adam seçimleriyle kulübün belini bükenler...
Bizi balık hafızalı sananlar...

Doğru biz AYDOĞDU'yu istemiyoruz. Ya sizlerin nitelikleri? Sizler yukarıda yazılanlara hiç dahil olmadınız mı? Sizleri istiyoruz mu sanıyorsunuz?

Konuya ilişkin ikinci husus AYDOĞDU'nun başkanlık açıklamasına yönetimin verdiği yanıtla ilgili.

Takım adına kura çekimine katılan kişi, bizi çoğu kez İstanbul'da ve federasyon nezdinde temsil eden kişi, başkanlığa aday olunca "o şahıs" mı oluyor? Yanlış değil mi? Dün ne iseniz, bugün de aynı olmanız gerekmez mi?

Ayrıca, talipli olan varsa yönetimi devretmeye hazırız derken bu yönetim, Mustafa TUNCEL yine tutuklu değil miydi? O zaman TUNCEL'in başkan olduğunu neden dile getirmediniz? O zaman TUNCEL'in avukatı bir açıklama yaptı mı, yaptıysa kim yayınladı? Yönetim TUNCEL'e atıfta bulundu mu? Ya da Turgay DEVELİ "adayım" dediğinde, TUNCEL gündeme geldi mi? Böyle net bir açıklama yaptı mı TUNCEL'in avukatı ve/veya yönetim? Yaptıysa kim yayınlamadı?

Kıssadan hisse...
Sevgili yöneticilerimiz, yönetici adaylarımız, aynı okulun öğrencileri, size inanmıyorum. Sizi istemiyorum. Kayyuma kalmaktan ve kapanmaktan korkmuyorum. Demirsporlu duruşunu yitirmiş şekilde yaşamaktansa, yaşamamayı tercih ediyorum. Umarım bu mesajı alırsınız. Ya bu deveyi doğru güdersiniz, ya da...

Taraftarın basın açıklamasını iyi okuyun...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...