Ana içeriğe atla

Tribünün Gücü

"Geçtiğimiz hafta sonu U18 takımımızı desteklemeye gittik. Daha önce Ankaraspor maçında gençlerimizi yalnız bırakmamıştık. Elmadağ'daki maçta pankartımızı astığımız sırada, A.Güçlü gençler ve onların aileleri şaşkın şaşkın bizi izliyordu. O sırada A.Güçlü oyunculardan bazıları "yıllardır oynuyoruz, bir kere bizi desteklemeye gelmedi bizim tribün" diye serzenişte bulundu; hatta bir tanesi de maç sonu "Rafet Başkan" nasıl diye sordu.

Adana Demirspor'un her kategorideki sporcusu bizim için değerlidir, biz onları her yerde her zaman destekleriz. Geçtiğimiz yıllarda, rekortmen yüzücümüz Behçet Kurtiç'i de yine bir yarışmasında desteklemiştik ve havuzda ilk kez tezahürat sesleri duyulmuştu.

Mavi-Lacivert renkleri, demir kanatlı logoyu kovalamaya devam ediyoruz; amacımız onu daha yukarılara taşımak. Zaten Adana Demirspor tribünü, takımının olduğu yerden çok ötede. Biz artık takımın da tribünün seviyesine gelmesini istiyoruz. Bu amaçla, bilgimizi, emeğimizi, zamanımızı Demirspor için harcıyoruz.

Bunun için tribünün, tıpkı stat içinde olduğu gibi, Demirspor adına ortak işler üretmesi gerektiğine de inanıyorum. Bekir Çınar'ın Anma Turnuvası bu konuda iyi bir adım; güzel bir başlangıçtı. 5 Ocak Stadı'nda Şimşekler Grubu'nun önderliğinde hep bir ağızdan takımına yürek veren Demirsporlular, tribünün gücünü her yerde hissettirmeli. Tribünün gücünü birleştirmesi, pek çok alanda işlerin değişmesini sağlayacak. Biz kendi gücümüzün farkında olursak, Demirspor'u yıllardır başarısızlığa mahkum edenlerin işleri yolunda gitmeyecek. Eğer biz birlik olursak, yerel basının engellemeleri, eski yöneticilerin gayretleri hep boşa çıkacak. Unutmayalım ki bir takımın asli sahibi taraftarlarıdır ve onlar kendi seslerini gür çıkardığı sürece, başkalarının sesini bastıracaktır.

Biliyorum, geçmiş anılar, kişisel kırgınlıklar bu birliği engelliyor. Pek çok konuda farklı düşünüyor olabiliriz. Ama farklılıklarımız kadar ortak noktalarımız da var. Bu noktaları birleştirmek bizim elimizde. Bu yönde adımlar atmak için kendimiz olumsuz değil olumlu bahaneler bulalım. Bölündükçe güçsüz, birleştikçe güçlüyüz!"

http://www.demirsporplatformu.com/yazarlar/tribunun-gucu.html adresinde de yayınlandı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...