Ana içeriğe atla

Konuk Yazar: "Tanıyabildiniz Mi?"

Çankırı maçı öncesi, yollara düşeceklere tavsiyelerde bulunan Alpaslan Kuşvuran, maçla ilgili görüşlerini de bizimle paylaştı. Alpaslan Abi futbolcuları, birazcık saygıya davet ediyor; taraftara saygıya...

"En son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim, ben bugün Demirspor’u tanıyamadım. İnanıyorum ki futbolcularımız da kendilerini tanıyamadılar. Bu karşılaşmanın bir yol kazası olduğuna ve sizlerin de bugünkü oyunu kendinize yakıştıramadığınıza inanıyorum. Bugün bir kez daha görüldü ki hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor. Eğer başka bir neden yoksa rakibin puan durumundaki yeri oyuncularımızı rehavete sokmuş olmalı. Tek tek oyuncularımızı değerlendirmek istemiyorum çünkü bugün takım halinde iyi değildik. Maç boyunca organize tek bir atağımız dahi olmadı. Girdiğimiz birkaç gol pozisyonunu da maalesef değerlendiremedik. Gol yollarındaki etkisiz oyunumuza ve maçın geneline yaydığımız “ne yaptığını bilmez” tavrımıza, rakibe bol pozisyon vermeyi de ekleyince bugün kaybetmek kaçınılmaz oldu.

Oyuncularımızı bireysel olarak ele aldığımızda kaliteli bir ekipten oluştuğumuza inanıyorum. Ama bireysel yetenekler takım oyununa dönüştürülmeyince de bir anlam ifade etmiyor. Futbol da bir takım oyunu olduğuna göre herşeyden önce bizim takım olma yolunda önemli adımlar atmamız gerekiyor. Rakiplerimizin önemli kayıplar verdiği bir haftada, vasatın altında kadroya sahip bir takıma kaybederek, deyim yerindeyse kendi ayağımıza kurşun sıktık. Her ne kadar ligin sonlarına yaklaşmadıysak da ilerleyen haftalarda bu puanları arayacağımız aşikâr.

Bir şekilde bu maçı unutup bundan sonraki haftalarda bu puan kaybını telafi etmeli, bir an önce kendimize gelerek iyi bir çıkış yakalamak zorundayız. Bunu yapacak olan yegâne ekip de oyuncularımız. Futbolcu arkadaşlarım taraftarımız elinden geleni fazlasıyla yapıyor. İç saha-dış saha demeden koşulsuz olarak size destek veriyor. Bu taraftar sizlerden çok şey istemiyor. Kış günü Adana’dan, İstanbul’dan, Kayseri’den, Yozgat’tan, Ankara’dan ve başka illerden fedakârlık yaparak gelen Demirsporlu insanların emeğine saygı duyun yeter."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...