Ana içeriğe atla

Futbolcudan Daha Fazlası...

Gerçi biz şimdikilerden sadece işlerini yapmalarını istiyoruz; ona bile karşılık alamıyoruz. Günümüzün makineleşmiş, birbirinin aynı futbolcu tiplerine karşı Socrates (Sócrates Brasileiro Sampaio de Souza Vieira de Oliveira) başka bir şey arayanların nefes dağarcığıydı. Ama artık o da nefes alamıyor.

Biz futbolunu göremedik (1982 Dünya Kupası'ndaki Brezilya, 1954'teki Macaristan gibi, Dünya Kupası'nı kazanamayan en iyi kadrolardan biri olarak gösterilir) ama hakkında çokça şey duyduk ve okuduk. Radikal'in bugünkü haberindeki detay onu özetliyor:

"Tıp doktorası bulunan ve lakabı ‘Doktor’ olan Socrates, gündelik hayat ve siyasi konular üzerine fikirleriyle de topluma önderlik etmişti. Çocukluk kahramanları Fidel Castro, Che Guavera ve John Lennon olan efsane, Corinthians’da oynarken Corinthians Demokrasi Hareketi’nin kurucuları arasına girdi. Kulüpte her karar, yetkililerin, teknik ekibin ve futbolcuların katıldığı oylamayla alınıyordu. Socrates’in öncü olduğu sistem tuttu ve takım 1982’de Brezilya Ligi’nde yarı final oynadı. Eyalet liginde de 1982 ve 1983’te şampiyon oldu. Hareket 1984’te bitti.

Corinthians takımı o dönemde, askeri hükümete gönderdiği mesajlarla da ün salmıştı. Takım sahaya üzerinde “Seçim yapılsın” ve “Cumhurbaşkanını ben seçmek istiyorum” yazan pankartlarla çıkıyordu."

Yorumlar

Jose Marti dedi ki…
Socrates'i düşününce neden Maradona'yı sevdiğimi anlıyorum ve neden Pele'yi sevmediğimi..
Sebeb-i sevmek/sevmemek, bir futbolcudan "bir futbolcudan fazlasını" istemektendir..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...