Ana içeriğe atla

2011'de Blog

Yıl biterken muhasebe derdine düşenler için bir not: Blogta yıllık gidişatın durumu aşağıdaki gibiydi.

Günlük 250-350 arası değişen tekil ziyaretçimiz oluyor. Mart ve Nisan aylarında blog yasakları nedeniyle girişler epey azaldı. O dönem demirgibiyiz.wordpress.com'u devreye soktuk. Sezon içindeki ortalama bir ayda 6-7 bin ziyaretçimiz var. Önemli bulduğumuz yazıları, eksisözlük gibi popüler alanlara taşıyıp link verince bu sayı patlıyor. Bu ay olduğu gibi 8 binlere yükseliyor.

Bu yıl içerisinde yazar hareketliliğimiz düştü. İlk dönemlerdeki havamızın, mücadele azmimizin kalmadığını söyleyebiliriz. Bunun birincil nedeni Demirspor'un bizi sürüklememesi ve artık herşeyin yazılıp söylenip geriye yeni birşey kalmaması. Yazdıklarımız taraftarlar arasında Adana Demirspor gündemini belirliyor. Eleştirmek ya da desteklemek için başka mecralarda sözlerimiz yankı buluyor; bu açıdan takipçilerimize teşekkür ediyoruz-onlara saygı duyuyoruz.

Ancak yazdıklarımızın yönetim nezdinde karşılık bulmaması, sözlerimizin tribün tellerini geçip de sahaya yansımaması bizim için üzücü. Bu sıkıntıyı sadece biz değil, Demirspor adına konuşan yazan hemen herkes hissediyor. Tribünle saha arasındaki o derin uçurumu bir türlü kapatamadık.

Muhasebe kaydına durmuşken genel bir izlenim vermek gerekirse, geçen 3 yıllık süreçte gördüğümüz kadarıyla, takımın beklenmedik yenilgiler aldığı dönemlerde ziyaretçi sayımız artıyor. Büyük ihtimalle, tepkisini, öfkesini bir yerlere yöneltmek isteyenler bizim ne diyeceğimizi izliyor ya da kendi öfkelerini bir yerlerde yansıma bulmuş olmasını istiyorlar. Bizi yeteri kadar sert bulmayan, yeteri kadar sert eleştiri yapmadığımızı düşünen bazı arkadaşlar artık blogu takip etmiyor ya da etse bile ses çıkarmıyor. Onlara da saygı duyuyoruz tabii... Ancak buranın bir yargılama mercii olmadığını, taraftarın yorum sitesi olduğunu vurgulamak gerekli. İçerinin kargaşasına bulaşmadan, ki bildiklerimiz bizi yeteri kadar nefret etmemizi sağlıyor, Adana'ya ve Demirspor'a dışarıdan bakışla yorum yapmak daha etkili oluyor kanısındayım.

2011 içerisinde www.adanademirspor.net adresini de aktifleştirip blog adını buraya yönlendirdiğimizi de not düşelim. Artılarımıza, altyapıyı ısrarlı takibimizi ve bu meseleyi yerel basının dikkatine de açmamızı; konuk yazarlara yazdırma başarımızı ekleyelim. Herhangi bir özel çaba sarf etmeden, tamamen gönüllü yürüyen ve sürekli bir akışın olduğu blogu ayakta tutuyor olmamız ve hala takip ediliyor olmamız sevindirici...

Hepimize iyi bir yıl diliyorum.

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
Daha fazla içerikle yeni senelere inşallah

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.