Ana içeriğe atla

Kayyumlu-Kayyumsuz Demirspor #1

İki yazı halinde kayyumu ve Demirspor'daki yönetsel uygulamaları yazacağım. Yazı bu yönetime yöneliktir ama sadece bu yönetime yönelik değildir. Kısmen Bekir ÇINAR dönemini hariç tutarak (o da kısmen), 16 yıllık başarısızlık sürecindeki tüm yönetimlere yöneliktir.

Yönetimin kayyuma devredilmesi, çeşitli nedenlerle (ben buna kısaca yönetim zafiyeti diyeceğim) yönetim zafiyeti içinde bulunan şirketlerin yönetiminin gerekli tedbirlerin alınmasının sağlanması amacıyla devlet organlarına bırakılmasıdır. Mahkemeler vesilesi ile yapılır kayyum ataması. Yönetim bir veya bir kaç kişiden oluşabilir.

Kayyum'un görevi sağlıklı ve kendi ayakları üzerinde bir yönetim tesis edilene kadar organizasyonu idare etmektir. Sağlıklı bir yönetimin yolu ekonomiden geçer.

Yani devletin görevlisi;

-Kulübün defterlerini ve diğer tüm kayıtlarını inceler.
-Buna bağlı olarak tüm borç ve alacaklarını ortaya koyar.
-Gereksiz masrafları kısmakla ve öncelikle kulübü yaşatmakla yükümlüdür.
-Gelirlerin dökümünü yapar ve tahsilini üstlenir.
-Bu gelirlerin en doğru yerlere ödenmesini sağlar.
-Periyodik olarak mahkemeye hesap verir.

Düşününce bu kayyum kötü bir şey değil mi acaba diyor insan. Demirspor'daki uygulamaya bakalım şimdi.

Defter ve kayıtların incelenmesi

-Bizim kulübümüzde defter ve kayıtları kimse incelemez. İncelese dahi tespit ettiği şeyleri paylaşmaz. Ayrıca tespit edilen şeylerle ilgili önlem alınmaz.

Borç ve alacakların ortaya konulması

-Bizim kulübümüzde üç kuruşluk alacaklarımız bellidir, ama borçlarımızın boyutu hiçbir zaman bilinmez. O nedenle insanlar yönetime talip olmaktan korkarlar. Borçlar 1 aylık bilemediniz 2 aylık dönemde milyon TL'ler ölçüsünde artabilir. Misal olarak söylüyorum, bir yönetici çıkar 5 milyon TL borç var, der sonra yönetim değişir, bir bakmışsınız borç olmuş 8 milyon TL. Kimse bu aradaki dönemde 3 milyon TL'lik borcun nereden çıktığını bilmez, sormaz da. Hatta soramaz.

Masrafların kısılması, kulübün yaşatılmaya çalışılması

-Bizim kulübümüzde masraflar gereksiz yere yapılır. Her sene ama her sene şampiyonluğun kıyısından dönen takım dağıtılır, yerine yeni bir takım kurulur. Sonra o takıma yaklaşık bir takım oluşturacak kadar futbolcu takviyesi yapılır ara dönemde. Sonra şampiyonluk kıl payı kaçırılır ve tüm takım yine değiştirilir. 3 tane transfer ile şampiyonluğu kaçıran takımın desteklenmesi yoluna gidilmez. Gençler bizim takımımızda yer bulamaz, istikrarlı olarak asla yer bulamaz. Her gencimiz sanki biz şampiyonlar liginde oynuyormuşuz gibi, tecrübe kazanması için bizden daha alt liglerdeki (sanki çok alt lig varmış gibi) bir takıma gönderilir. Bizim takımımızda her sene en az iki teknik adamla çalışılır. Teknik adam değişikliği yapılırken, futbolcu alımında ve değiştirilmesinde harcanan paralar unutulur, maliyet tasarrufuna gidilir. Yani bizim takımda yapılan masrafların çoğu gereksizdir.

Devamı gelecek...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.