Pazar günü pasajı, Yusuf Al'dan; "Bir İnsan Neden Tirespor'u Tutar" yazısından...
"Takımlar galiba, onlara bakan göz sayesinde bir kişilik sahibi olmaya başlıyor. Geçerken iliştiği her şeyi varlıklar alemine kazandıran göz, üstünkörü, kazara veya acemice nazarı gibi. İstemezsek gördüklerimizin mevcudiyetlerini engelleyemiyor olabiliriz ama sebep olduğumuz şüphesizdir. Peru Milli Takımı'nda -alnını büyük gösteren seyrelmiş saçlarıyla Cubilas'ı dışarıda bırakırsak- formanın beyaz üzerinde kırmızı çapraz şeritli olmasından daha önemli birşey yok gibidir. Göztepe, Fuji Mehmet ve gerisinden ibarettir. Milli marşları çalınırken futbolcularının sol elleriyle sağ memelerini tutmaları sayesinde Güney Amerika milli takımları hakkında bir tahayyül sahibi oluruz. Arjantin formasının yeşil zemin üzerinde duran en güzel renkler olduğu (elbette Adana Demirspor'unkiler de öyle) rüzgar müptelası yeleleriyle Kempes sayesinde itikat haline gelebilmektedir.
(...)
İsabet kaydetmesi neredeyse imkansız olabilir ama bunlar, benzerleri içinde onları ayırt edebilmemize yarayan bir nişane, bir alamet-i farika gibidir. İlk görüldükleri anda, varlığını gizlemekten başka becerisi olmayan bir katip, içinizde bir yerlerde kırık dökük cümlelerle bu hususu kayıtlara geçirir."
(Yusuf Al, "Bir İnsan Neden Tirespor'u Tutar?", Piknikte Dömivole kitabı içinde,syf. 177-178)
"Takımlar galiba, onlara bakan göz sayesinde bir kişilik sahibi olmaya başlıyor. Geçerken iliştiği her şeyi varlıklar alemine kazandıran göz, üstünkörü, kazara veya acemice nazarı gibi. İstemezsek gördüklerimizin mevcudiyetlerini engelleyemiyor olabiliriz ama sebep olduğumuz şüphesizdir. Peru Milli Takımı'nda -alnını büyük gösteren seyrelmiş saçlarıyla Cubilas'ı dışarıda bırakırsak- formanın beyaz üzerinde kırmızı çapraz şeritli olmasından daha önemli birşey yok gibidir. Göztepe, Fuji Mehmet ve gerisinden ibarettir. Milli marşları çalınırken futbolcularının sol elleriyle sağ memelerini tutmaları sayesinde Güney Amerika milli takımları hakkında bir tahayyül sahibi oluruz. Arjantin formasının yeşil zemin üzerinde duran en güzel renkler olduğu (elbette Adana Demirspor'unkiler de öyle) rüzgar müptelası yeleleriyle Kempes sayesinde itikat haline gelebilmektedir.
(...)
İsabet kaydetmesi neredeyse imkansız olabilir ama bunlar, benzerleri içinde onları ayırt edebilmemize yarayan bir nişane, bir alamet-i farika gibidir. İlk görüldükleri anda, varlığını gizlemekten başka becerisi olmayan bir katip, içinizde bir yerlerde kırık dökük cümlelerle bu hususu kayıtlara geçirir."
(Yusuf Al, "Bir İnsan Neden Tirespor'u Tutar?", Piknikte Dömivole kitabı içinde,syf. 177-178)
Yorumlar