Ana içeriğe atla

Yeni(den) Hoca, Durmuş Ali Çolak

Yeni teknik direktör, Durmuş Ali Çolak oldu.

Demirspor'da sanki bir "Teknik Direktör Döngüsü" var. Birileri, dönüp dolaşıp mutlaka takımın başına geri geliyor. İşte bu döngü içinde Durmuş Ali Çolak'a yeniden denk geldik!

Durmuş Hoca, bizde iki kere görev yaptı. İlkinde 2006-07'deki muhteşem kadroyla ancak play-offlara gidebildik, Giresun faciası yaşadık.

İkincisinde 2009-10'da Abdulkerim Durmaz'dan sonra Ekim ayında göreve geldi, takımı yükselme grubuna çıkaramayınca ilk yarı sonunda görevden ayrıldı, ikinci yarı Hüseyin Özcan göreve geldi.

Çolak, en son Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor'u çalıştırdı. Bizdeki kısa görevinden sonra Pazarspor ve Küçükköy deneyimleri de var.

Teknik direktör tartışması, "Ali Güneş İstifa Etti" başlığı altındaki yorumlarda devam ediyor. Oradaki yorumlara da göz atabilirsiniz.

bu noktada iki türlü düşünebiliriz:

Bir taraftan, hocanın eski performansı pek iç açıcı değil. Herhangi bir başarısı yok. Adana piyasasını, Demirspor kazanını biliyor. Bu "bilgi", şu ana kadar işe yaramadı. Adana'yı ve Demirspor'u bilen kişiler bize hep zarar verdi, çünkü ayakoyunlarına girmeye yatkınlar.


Öte taraftan, her kadro ve her aşama, yeni olaylara gebedir diye düşünebiliriz. Eski hatalar, eğer ders alınabilirse, yeni başarılara yol açabilir.

Durmuş Hoca'nın bu kez başarılı olmasını dilemekten başka yapacak birşeyimiz yok. Ama "hocaya güveniyor muyuz?" sorusu, ne yazık ki muallakta...

Yorumlar

coulibaly dedi ki…
İstanbul Tayfasında bu konuyla ilgili yazı daha doğrusu yorum çok güzel özetlemiş. Hiç futbolun içinde olmayan birisi bile sadece internetten bu teknik direktörün kariyerine baksa ne işi var Demirspor'da der. Bizim için kabul etmek çok çok zor bu kısır döngüyü ama ne yazık ki alıştık artık. Bu teknik adamın daha önce hiç bir katkısının olmadığı görüp de bu sene umudumuzun ellerinde olduğunu bilmek sinirlendiriyor, üzüyor. Benim bu hamleden sonra bu sezon adına beklentim kalmadı. Umarım ben yanılırım.
Adsız dedi ki…
Ben hocaya değil futbolcuya güvenmiyorum.
tayfun avcı dedi ki…
Yağmurdan kaçarken doluya tutulduk.. Herhalde bu durumu en iyi özetleyen deyim bu.. Durmuş Ali Çolak’ın Cv’si ortada.. Diyarbakır Diski’den kovuldu. Küçükköy’ü küme düşürdü. Pazarspor’u küme düşürdü. Demirspor’a geldiği iilk dönem 2006-2007 ortada başarı yok. 2009-2010’da ise küme düşen 3 takımı arka arkaya yenmesi başarı olarak anlatılıyor.. Komik!

Bu mudur başarı? Küme düşen 3 takımı yenmek midir başarı? ULAN DEMİRSPOR SENİN İÇİN ORTAYA KONAN BAŞARI KISTASLARINA BAK!

Durmuş Ali Çolak gibi vizyonsuz, başarısız bir adamı getirmenin amacı ne?

Amacın ne olduğunu anlatayım: Gökoğlu’nun aradığı cinste bir adam Durmuş Ali.. Üzerinde söz geçireceği, her dediğine eyvallah alacağı, üzerinde otarite kuracağı bir adam Durmuş Ali.

Mızmız Ali Güneş’i gönderip Başarısızlık abidesi Durmuş Ali’yi getirmek nasıl açıklanır başka..

Yine aynı senaryo .. Yine aynı oyun aslında..

Aynı koşullar altında, aynı yöntemler, aynı sonuçları doğuracaktır..

Bizde Senaryo değişmiyor, oyuncular değişmiyor.. Figüranlar bile değişmiyor.

En zor dönemimizde 100 milyarı federasyonun uyuşmazlık kurulu kanalıyla alma utanmazlığına imza atan rezaletin de baş aktörüdür Durmuş Ali..

Demirspor’u babalarının çiftliği gibi gören bu zihniyet değişmez..

Biz yazarız, Biz söyleriz..

Geçmişi, cv’si, ortada olan bu adamdan başarı beklemek en iyimser ifade ile saflıktır.

Demirspor üzerinden oynanan bu oyunu görmemek ise ahmaklıktır..

Öfkem dinmiyor..

Yazıklar olsun..
serdanka dedi ki…
Muallakta değil, basbayağı güvenmiyoruz Durmuş Ali Çolak'a! Güvenmiyorum arkadaş! Güvenmek için gerekçe lazım mı? Ben demiştim demek istemiyorum ama Ali
Güneş'in ne eksiği vardı Durmuş Ali Çolak'tan? Cevap belli, al birini vur ötekisine peki değdi mi? Cevabı şimdiden belli sorularla kimseyi hatta ve hatta öncelikle kendimizi üzmenin ve sıkmanın alemi yok. Gönderdik adamı, süper oldu ama sonrası olmadı, kulisini çoktan yapmışlar, Ali Güneş'i göndermeden önce verilecek parada bile anlaşmışlardır. Peki dediğimiz zor mu? Onur Biçer hala anlatıyor güzel güzel kalıcı proje eksikliğini, projelerin hayata geçirilmeyişlerini dolaylı ve doğrudan bir şekilde ama kalıcı geliri geçtim elimizde üç kuruş para yok hesaba yazdırır gibi yeşil oyuncak yerine aynısının kırmızısını alıyoruz üzerine 2 kat para verip! Çözümü geçtim sonuç ne? Aytaç Durak'a ettiğim küfürlerin hepsini geri alıyorum arkadaş ben...
Fırat Ateş dedi ki…
Bazen, bugün olup biteni, yarından bakarak analiz etmek lazım. Nasıl ki, bu kısırdöngü yirmi küsür yıldır aynı bileşenleriyle devam ediyorsa, benzer durum bugün de söz konusu. Kuvvetle muhtemeldir ki, bundan 3-5 sene sonra da farklı bir durum ortaya çıkmazsa aynı şekilde bugünlerde yaşadığımız örneklerin benzerlerini o günlerde de yaşamaya devam edeceğiz.

Ben galiba alıştım bu kısır döngüye, bazen yer yer umutlanıyoruz, ardından kahredici gerçeklik suratımıza bir tokat vuruyor ve ayılıyoruz. Ve ne yazık ki bu durum uzunca seneler daha değişmeyecek gibi görünüyor.
emrahche dedi ki…
iki seçeneğim varsa ali güneş ve durmuş ali çolak şeklinde seçimimi gözüm kapalı durmuş ali çolaktan yana yaparım...ama bir taraftar olarak beklentim daha başarılı olacağına inanacağım bir hoca getirilmeliydi.yönetimin hoca konusundaki aceleci tavrının altında ne yattığını açıklaması lazım...
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Arkadaşlar beklediğimiz ama istediğimiz bir Teknik direktör ile anlaşılmadı maalesef. Neden Durmuş Ali Çolak sorusunun cevabını ise "davul kimdeyse tokmak da ondadır" şeklinde yanıtlamak istiyorum. Futbol takımımızın camiamızın beklentilerine yanıt verecek şekilde sonuçlar almasını temenni etmekten başka birşey gelmiyor aklıma.
Yergökmavi dedi ki…
Gerek burada gerekse diğer sitelerde Durmuş hocayla ilgili yorumlar hep olumsuz,taraftarı memnun etmediği gibi baya bi sıkıntı yaratmış.Durmuş hocanın son görevinde, Rahmetli Bekir Çınar'da takımdan ayrılmasını istememişti ancak O,Ercan Aslankeserin alt yapıya gönderilmesiyle görevine devam etmek istememişti.
Ben ne pahasına olursa olsun bu yıl bu işin olacağına,şampiyon olacağımıza inanıyorum.Belkide her yıl tazelediğim şampiyonluk umudum, takımımdan beklediğim başarı bu yıl çok fazla.Çünkü kadromuzdaki topçuların kapasite ve becerisinin oldukça iyi olduğunu düşünmemden.Sadece bunların iyi motive edilmesi, sağlanacak birlik ve beraberlikle çok kolay olacağını düşünüyorum.

Olumsuz yapılan tüm yorumlara katılmakla beraber olaya birde tersinden bakmak istiyorum.

Durmuş hoca kariyerli değil kabul,Takımlarını şampiyon yapan kaç teknik adam kariyerli?
Tavşanlının eski hocası,Tavşanlıyı önce 2.lige sonrada 1.lige çıkardı,bu şampiyonluklardan önceki kariyeri neydi?
Elazığı şampiyon yapan Osman Özköylü'nün daha önceki başarıları nelerdir?
Ali Güneş'te bize gelmeden Gazintep belediyeyi,Bolu'yu şampiyon yaptı.Bize geldi olmadı.

Geçen yıl Sakaryayı şampiyon yapan Şaban hoca kariyeri neydi?Hatta Sakarya transfer yasağındaydı,halada öyle.

Çok pembe tablo çizmek istemiyorum ama bu saydığım takımları başarıya götüren tek ortak noktaları,kendi içlerinde birlik ve beraberliği yakalamış olmaları,davalarına olan inançları..
İşte bu yüzden topçularımız,hocamız,yönetimimiz ve taraftarımızın birlik içerisinde olmasıyla bu işi başarırız.Diyeceksinizki Durmuş hoca bu işi başarabilir mi?Aslında birileri engel çıkarmadığı sürece başaracağına inanıyorum.

İşte bu sebeplerden dolayı hocamızın adı Durmuş,Ahmet veya Mehmet olsun farketmez yeterki futbolcuların içlerindeki şampiyonluk ruhunu ortaya çıkartabilsin..
coulibaly dedi ki…
@Yergökmavi; olaya tersinden bakarken bende sana şu soruyu sormak istiyorum, o verdiğin örneklerin kaç tanesinde aynı teknik adamla daha önce 2 defa denenmiş ve başarısız olunmuş? Sakaryaspor'u şampiyon yapan Şaban Hoca kariyerinde geçen seneki şampiyonluk dışında, süperligde bir dönem Sakaryaspor'un yine antrönörüydü. Durmuş hocanın bizim dışımızda çalıştırdığı takımlara bir bakar mısın, hangisi Demirspor çapında ? Diğer örneklerinde ki takımlar gibi yeni bir teknik adamla başlasaydık daha fazla inanabilirdik, umudumuz olabilirdi! Biz bu filmi daha önce 2 kere gördük ne yazık ki !
Yergökmavi dedi ki…
Öncelikle ifadelerim yanlış anlaşılmasın.Tabiki kariyerli bir hocanın vereceği çok şeyler olabilir ama bu kesin şampiyon olacağımız anlamına gelmez.Hatta şampiyon olunamaması durumunda çok ciddi maddi kayıpların olmasınada sebep olabilir.
Kariyerli hocalar bir takımın başına geldiğinde çok ciddi transfer bütçelerini talep etmektedirler.Ne kadar doğru bilmiyorum;Kemal Kılıç,Urfa'da çok ciddi bedellerle transferler yaptı.Yönetim 2 milyon tl bütçeyle bu işe girmişken gereken diğer para bakandan beklenmekte.Gelmezse onlarında hali içler acısı olur..
Tabi bunlar bizi ilgilendirmez.

Amaç sportif başarıysa,takım ruhunu ortaya çıkartabilecek,futbolcularla birlik ve beraberliği sağlayabilecek bir hoca gerekir diye düşünüyorum.Zamanında Metin Türel ve Coşkun Özarınında başarısının sebebi Topçularla hem baba hemde arkadaş gibi olmalarındandı.Başarılı olmuş takımların hepsinde bunu görebiliriz.Bu takım ruhu ,birlik ve beraberlik içinde biraz ezilmek,bunun sonucundada manevi duyguların ön plana çıkması gerekir eh bunun içinde biraz mağlubiyet,sıkıntı v.b şeylerin olması gerekir.Tabi diğer şart bütün olumsuzluklardan ders çıkartıp pes etmeden mücadele etmek..

Ne olursa olsun,Kim hoca olursa olsun bu yıl içimdeki umut çok fazla.Bence bu yıl olur.Yeterki birileri tersini istemesin!!
dr.hulusi dedi ki…
Mehmet Gökoğlu 2006'dan bu yana ne zaman doğru antrenör seçmiş ki şimdi seçsin,ben Mehmet beyin durumuna da üzülüyorum şahsen,işi bilmiyor parası ve zamanına yazık oluyor,her dönem kulübü dışardan destekleyerek daha faydalı olabilecek bir Demirsporlu,göğüs reklamı versin mesela Vatan İnşaat diye,veya üç-dört deplasman karşılasın vesaire,camiada daha çok itibarı olur..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir