Ana içeriğe atla

Yılmaz Güney'in Mektubu


Başkan Levent Özveren'in açıkladığı ve 5 Ocak gazetesinin haberleştirdiği, bir mektubu haber etti dostlar. Yılmaz Güney'in 14 Mayıs 1973 tarihli mektubu... Demirspor'a ve memlekete dair hislerini paylaştığı duygu dolu satırlar. Tıpkı o muhteşem pankartta olduğu gibi, Gülergin'i ve Yılmaz Güney'i birleştiren satırlar:

"Demirspor bu yıl 1.lige geçerse çok sevineceğim. Muharrem abinin çabaları boşa çıkmasın artık. Sivas yenilgisine üzüldüm.

Bilirmisin ki, Demirspor'da ben çocukluğumu, ilk gençlik yıllarımı hüzünlü anısını buluyorum. İçimi ezen bir duygu taa tahta perdeli, tel örgülü Adana stadına kadar götürüyor beni. Külahta leblebi...Çekirdek...Zaman gazozu...Atom gazozu...ve Torosspor...Seyhanspor...Kaleci Ferit...Toroslu kamyon Behçet...Kaleci Recai...Seyhansporlu Sarı Tahsin...Ve Muharrem abimizin gençliği...

Nedir bu boğazımıza düğümlenip gözlerimizi buğulandıran duygu? Geçmiş günlere duyduğumuz özlemin anlamı ne? Nerde benim erik ve badem çaldığım bağlar...Nerde benim top oynadığım çocukluğumuzun arsaları?

Çok selam söyle Muharrem abiye...Yürekten başarılar diliyorum...İlerde çıkmak nasip olursa faydalı olmaya çalışacağım Muharrem abiye ve Demirspor'a...Öperim hepinizi...Belam..."

(http://www.5ocaknews.com/haberler/spor/yilmaz-guney-in-demirspor-sevgisi.html)




Yorumlar

ErnesTo1940 dedi ki…
Fırat Ateş abimiz tarafından daha önceden duymuştuk Yılmaz Güney ve Demirspor arasındaki bağı, mektubun ortaya çıkmasıda kanıtladı bu durumu."Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili" diyen Yılmaz Güney'in de hüznün takımına yanması tesadüf olamazdı, tıpkı bizim bu mektubu görmeden önce başladığımız ve bitmek üzere olan pankartımız gibi ;)
http://img845.imageshack.us/img845/7950/cirkinkral.jpg
geyik1940 dedi ki…
Ernesto, tamamını en kısa sürede görebilmeyi diliyorum.

Bazıları Asla Yılmaz!
Onur BİÇER dedi ki…
Ne güzel satırlar, ne güzel bir pankart.

Bazıları Asla Yılmaz!
yavuzy dedi ki…
mektubu blogta duyurduktan sonra, akşam saatlerinde facebook'ta da patladı, hemen herkes aynı cümlelerle paylaşmış da bi kişi bile dememiş "demirgibiyiz'den aldık" diye. biz de nerden aldığımızı altına not düştük zaten. üstüne iki kelam ettik sadece. alıntı yapma meselesinde zayıfız hala.
Onur BİÇER dedi ki…
Yılların demirgibiyiz'i olmuş adanademirspor.net

Nasıl alıntı yapılacak? Ne alıntısı? İntihal varsa ortada yasa değişir.

Kendine gel Ankara Tayfa. Ortalığı karıştırma. :)

Umarım bir gün o da olur.

Bu arada renktaşım Fırat Ateş'e yarattığı güzel gündem için teşekkürü bir borç bilirim.
kaynak dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Fırat Ateş dedi ki…
Ernesto kardeşim selamlar. Pankartın ilk yarısı bitmiş anlaşılan. Bu mektubun üzerine pankartı yeni sezonda tribünlerde asmak farz oldu artık. Merakla bekliyoruz haberin ola :)
ErnesTo1940 dedi ki…
Pankartın tamamı bitti abi c.tesi turnuvada görücüye çıkacak ;)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...