Ana içeriğe atla

Bekir Çınar'ı Anıyoruz#4: Futbol/Dostluk Turnuvası

Dün, cumartesi günü, Adana'da Demirspor taraftarlarının kendi inisiyatifleriyle organize ettikleri Bekir Çınar'ı Anma Futbol Turnuvası düzenlendi. Ankara Tayfası olarak biz de bu etkinlikte yer aldık.

İtalya'da Mondiali Antirazzisti'de giydiğimiz "efsane forma"yla sahaya çıktık. Gurbette Demir Gibiyiz pankartımız da alandaki yerini aldı.

İlk turda rakibimiz 1940 Taraftarlar Derneği oldu. Rakibimize 2-0 yenildik. Maçın kora kor geçtiğini söyleyebiliriz. 6 saat yol kat etmiş, göbekli orta yaşlı ve gözlüklü ekibimiz, 1940'lıların dış transfer destekli cevval kadrosuyla başa baş mücadele etti. Rakibin yedekli kadrosu da zinde kalmalarına yardımcı oldu. Her ne kadar ilk 15 dk'dan sonra tek kaleye dönüşse de rakibine iyi direnen Tayfa, son iki dakikada yediği gollerle turnuvaya erken veda etti.

6 kişilik ekibimizi 8'e tamamlayarak kadromuzu renklendiren Şimşekler Grubu'ndan Levo Dayı (Levent Abi) ve Sezai'ye de özel teşekkürlerimizi sunarız.

Rakibimiz, bizi yendikten sonra finale kadar yükseldi. Turnuvayı ise 1940 Taraftarlar Derneği'ni 5-2 kazanan Şimşekler Grubu kazandı. Yarı finaledeki Şimşekler Grubu-İstanbul Tayfaası maçı, turunvanın en renkli karşılaşması oldu. Normal süresi 2-2 biten ve penaltılarda da eşitliği bozulmayan maç, o anda alınan kararla altın gol uygulamasına gitti. Ancak iki taraf da uzun süre gol kaydetmeyi başaramazken, futbol adına müthiş hareketler sergilendi ve izleyenler için tam bir futbol ziyafeti oldu.

Turnuvayla ilgili diğer detaylar ve fotoğraflara daha sonra yer vereceğiz.

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
Öcelikle ayaklarınıza ve yüreklerinize sağlık. Taraftar bünyesinde bu kadar güzel bir organizasyonun oluşmasında maneviyatı ile destek veren Bekir ÇINAR'ı tekrar anıyoruz...

İstanbul Tayfası olarak toplam 8 kişilik takımda sadece 2 arkadaşımızın İstanbul Tayfası ile çok fazla bir etkileşimi yoktu. Takımda bulunan arkadaşların salt çoğunluğu bizdendi.. hhh Ayrıca temiz futbol bünyesinde kupayı iade etmenizi talep ediyorum hhh
Onur BİÇER dedi ki…
Üç tane kupa olması doğru değildi zaten. Biz bir yanlışlığı ortadan kaldırdık. :D

Üçüncü kupanın da gençlere yani herkesin U19 dediği ama aslında U18 olan takıma verilmesi gerektiğini düşünüyorduk. Ama onlar maç biter bitmez gitmişler. Biz de kupayı onlara vermek üzere emaneten aldık.
yavuzy dedi ki…
En uzaktan gelme ödülünü aldık! Antirazzisti'de böyle bir uygulama vardı... :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...