Ana içeriğe atla

Yönetime Destek?

Taraftar Derneklerinin yaptıkları açıklamalardan sonra, geçtiğimiz gün Adem Tel ve Telat Şahin, Ergun Kara'nın konuğu olarak 1 saati aşkın sürede Demirspor'daki durumu değerlendirdiler; yapıtkları açıklamanın detaylarını anlattılar. (Şu linkten program izlenebilir: http://www.youtube.com/watch?v=GqUnCVVFByY)

Programın sonunda, yapılan açıklamaların yönetime eleştiri olarak algılanmaması istendi ve Demirspor yönetimine sahip çıkıldı. Peki Adana Demirspor yönetimi kim?

Cezaevindeki Tuncel mi, konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmayan Levent Özveren mi?

Sesi sedası duyulmayan, varlığı yokuluğu bir yönetimkurulunun diğer üyeleri mi?

Yoksa dün imza töreni düzenleyen Bekir Sıtkı Özer mi?

Taraftarın yaptğı açıklamaların sonrasında gelişen olaylar, gitmeleri istenen kişilerin, Demirspor'u aslında gerçekten yönetenler olduğu ortaya çıkıyor. Geçen iki günde şunlar oldu:

Taraftarların istifasını istediği Bekir Sıtkı Özer, 2.Başkan sıfatıyla altyapıdan profesyonelleştirilen oyuncuların imza töreninde boy gösterdi. (Aslında yönetim benim mesajı verdi.)

Takımdan ayrılması istenen Tanıl ve Ahmet Çenet, suçlamaların asılsız olduğunu ve kendileriyle ilgili yapılan eleştirilere karşı yeni Spor Yasası uyarınca mahkemeye gideceklerini söyledi.

Teknik direktör Ali Güneş'ten herhangi bir açıklama yok; söylenenlere göre futbolculara biz başarılı olursak taraftar susar diyormuş.

Sonuçta taraftarın yaptığı açıklamalar, muhataplarınca dikkate alınmadı. Bekir Sıtkı Özer, Tanıl ve Ali Güneş yerli yerinde duruyor. Gideceklerine ya da gönderileceklerine dair hiçbir emare yok.

"Yönetim" bu kişilerle ilgili harekete geçmediğine, tersine hala yerli yerinde durduklarına göre, "yönetim" kim oluyor?

Adana Demirspor'da bir yönetim zaafı vardır. Demirspor'u kimin yönettiğini bilmiyoruz. Görünen o ki gitmesini istediğimiz kişiler, Demirspor'un asıl yöneticileri. Bu durumda "bu kişiler gitsin ama yönetime destek veriyoruz" cümlesi boşluğa düşüyor.

Ne yazık ki Demirspor'un başkanları, o koltukta oturan, o sıfatı kullanan kişiler değil, kulislerde işler çevrenlerdir. Hedef, o kulisleri ortadan kaldırmak olmalıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...