Ana içeriğe atla

Bu Kadar Ucuz Mu ?

Lütfi Tanıl Özer; 2010-2011 sezonunda sadece Kırıkhanspor ile oynanan kupa maçında oyuna yedekten girdi. 2009-2010 sezonunda ise sadece 10 maçta oynadı. Gençlerle devam edilen sezonda bu kadar az forma şansı bulması manidar. Bu takımda iki sezonda 60 maça yakın oynayan o kadar oyuncu varken bu şekilde kariyerinde en ufak bir parlama yaşamamış kişiye verilen para takımdaki düzenli oyuncular ile aynı hatta çoğundan fazla bile. Değil bu adama o paraları vermek takımda tutmak bile yanlış oğlu yanlış.

Yıllardır hep aynı seneryoyu izleyip duruyoruz. Ama bu senaryo ilk defa bu kadar fütursuzca ortaya konuyor. Kimin parasını kime veriyorsunuz? Demirspor sizin ve akrabalarınızın ekmek kapısı mı ? Eğer akrabalarınızı kollayacaksanız kendi servetinizden bağışta bulunun.

Ve tüm bunlara göz yuman başka antrenörler ile görüşülürken istifa bile etmeyip sonuna kadar burada kalmanın mücadelesini veren Ali Güneş. Sen nasıl geçen sene bir maç bile oynatmadığın adamla bu şekilde sözleşme yapılmasına göz yumuyorsun.

DEMİRSPOR BÜYÜK CAMİADIR. ONA BU BÜYÜKLÜĞÜ VEREN GEÇMİŞTEKİ ŞEREFLİ OYUNCULARI, YÖNETİCİLERİ GEÇMİŞTEN BU GÜNE YÜCE TARAFTARIDIR. MUHARREM GÜLERGİNLER, MAHMUT KARABUCAKLAR, HACI DÖNERLER,MUHAMMMET KAYMAKLAR, BEKİR ÇINARLAR Ve DİĞERLERİ...
ONLAR BU TAKIMA PARALARINI, ZAMANLARINI, EMEKLERİNİ, ALINTERLERİNİ, CANLARINI VERDİLER. SEN BEKİR SITKI ÖZER SEN BU TAKIMA NE VERDİN ?

DEMİRSPOR TARAFTARI BU İŞİN TAKİPÇİSİ OLMUŞTUR. BUNDAN SONRADA OLMAYA DEVAM EDECEKTİR. ALİ GÜNEŞ, BEKİR SITKI ÖZER, TANIL 5 OCAK STADINDA MAÇ İZLEMEYE SAHAYA ÇIKMAYA O PROTESTOLARA GÖGÜS GEREBİLMEYE CESARETİNİZ VAR MI ? VARSA GÖRELİM...

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Hala istifa etmediklerine, kulüpten ayrılmadıklarına ya da bir açıklama bile yapmadıklarına göre, demek ki güvendikleri birşeyler/birileri var. Liglerin başlamasına çok var ama bu tepki statta da gösterilmeli.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...