Seçim sath-ı mahalindeyiz malum; açıkçası sıkıcı bir seçim fönemi geçirdik. Seçimin sonucu belli gibi. Demirspor kongresi gibi... Tek adamların iktidarı güçlenerek devam ediyor. Memlekette muhalif olmak, hükümeti protesto etmek, muktedirlerin karşısında olmak eşkiyalık oalrak nitelendiriliyor. Hükümet, kendisi gibi düşünmeyenleri, kolluk kuvvetleri aracılığı ile çıplak şiddete maruz bırakıyor; dövüyor, öldürüyor.
Memleket insanı, tek adamları seviyor. Ona sığınmak, ona bağlanmaktan hoşlanıyor. Peşinden koşacak lider arıyor. Erkek, faşizan, kendi gibi düşünmeyeni yok edici bir iktidar dili bizi sarıp sarmaladıkça yine bizi aşağılıyor, hakaret ediyor, tehdit ediyor. Ama bu izim hoşumuza gidiyor.
Tek adamalar heryerde aynı, yerelde veya merkezde fark etmiyor.
Adana, AKP hükümetinin ilk döneminden, Aytaç Durak'ın alışıldık bir şekilde saf değiştirmesi ile az da olsa nemalandı. İkinci dönemde Aytaç Durak çizgisini korudu ve partisini değiştirdi. Heryerde olduğu gibi, AKP kendinden olmayan belediyeleri baltaladılığından, Adana'da bu konudan zarar gördü; A.D'ye bir tekmeyi de büyük başkanımız Mustafa Tuncel vurunca Adana, tam bir belirsizlik mıntıkasında kalakaldı. Ne muhalefette ne iktidardaydı.
Adana işsizlikte ilk üçe girdi. Tarım politikalarının geriletilmesi ile eski ücünü yitirdi. Her alanda yarıştığı kentlerin gerisinde kaldı.
Adana, AKP hükümeti döneminde yenilgisine yenilgi kattı.
Ama Adana muhalefetini de geliştiremiyor. Ne MHP ne CHP, etkili bir güç oluşturamadı. 2007 seçimlerinde meclise gönderdiğimiz Adana milletvekillerinden bir hayır göremedik.
Bu seçim öncesi, AKP yine Ömer Çelik ve Elazığ'dan transfer Necati Çetinkaya ile kente ağırlığını koydu. CHP ve MHP listelerini yenilediler. Emek ve Özgürlük Bloğu da Murat Bozlak gibi eski ve güçlü bir siyasetçiyi aday gösterdi. Önceki seçim ve referandum sonuçlarına bakıldığında en dengeli kentlerden biri olarak Adana görünüyor; oylar birbirine yakın.
Adana, 9 yılda kendine hiçbirşey katmayan hükümetine "ağamsın, paşamsın" demeye devam mı edecek; yoksa geleneğindeki muhalif damarları yeniden çıkarabilecek mi?
Memleket insanı, tek adamları seviyor. Ona sığınmak, ona bağlanmaktan hoşlanıyor. Peşinden koşacak lider arıyor. Erkek, faşizan, kendi gibi düşünmeyeni yok edici bir iktidar dili bizi sarıp sarmaladıkça yine bizi aşağılıyor, hakaret ediyor, tehdit ediyor. Ama bu izim hoşumuza gidiyor.
Tek adamalar heryerde aynı, yerelde veya merkezde fark etmiyor.
Adana, AKP hükümetinin ilk döneminden, Aytaç Durak'ın alışıldık bir şekilde saf değiştirmesi ile az da olsa nemalandı. İkinci dönemde Aytaç Durak çizgisini korudu ve partisini değiştirdi. Heryerde olduğu gibi, AKP kendinden olmayan belediyeleri baltaladılığından, Adana'da bu konudan zarar gördü; A.D'ye bir tekmeyi de büyük başkanımız Mustafa Tuncel vurunca Adana, tam bir belirsizlik mıntıkasında kalakaldı. Ne muhalefette ne iktidardaydı.
Adana işsizlikte ilk üçe girdi. Tarım politikalarının geriletilmesi ile eski ücünü yitirdi. Her alanda yarıştığı kentlerin gerisinde kaldı.
Adana, AKP hükümeti döneminde yenilgisine yenilgi kattı.
Ama Adana muhalefetini de geliştiremiyor. Ne MHP ne CHP, etkili bir güç oluşturamadı. 2007 seçimlerinde meclise gönderdiğimiz Adana milletvekillerinden bir hayır göremedik.
Bu seçim öncesi, AKP yine Ömer Çelik ve Elazığ'dan transfer Necati Çetinkaya ile kente ağırlığını koydu. CHP ve MHP listelerini yenilediler. Emek ve Özgürlük Bloğu da Murat Bozlak gibi eski ve güçlü bir siyasetçiyi aday gösterdi. Önceki seçim ve referandum sonuçlarına bakıldığında en dengeli kentlerden biri olarak Adana görünüyor; oylar birbirine yakın.
Adana, 9 yılda kendine hiçbirşey katmayan hükümetine "ağamsın, paşamsın" demeye devam mı edecek; yoksa geleneğindeki muhalif damarları yeniden çıkarabilecek mi?
Yorumlar