Ana içeriğe atla

Kulübün Bilgisayarları da Gözaltında

Güne Aytaç Durak ve Mustafa Tuncel'in evlerinin aranması ve gözaltına alınmaları haberi ile başladık. Tuncel-Durak savaşının kesişim noktalarından ve bizi de asıl bilgilendiren kısmı Adana Demirspor; ki kulübün bilgisayarları da inceleme altına alınmış.

Gözaltı haberinin detaylarında, sadece Vatan gazetesinin haberinde görebildiğim kısım:

"Polis, gözaltına alınan Mustafa Tuncel’in başkan olduğu Adana Demirspor Kulübü ile Aytaç Durak ve kardeşlerine ait olan Durak İnşaat’ta da arama yaptı. Uzun süreden bu yana Adana Büyükşehir Belediyesi yöneticilerinin görev yaptığı Adana Demirspor’daki bazı bilgisayar ile malzemelere de el konulup Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü."

Bilindiği üzere Bursaspor kulübü başkanı da kulüple ilişkili mali meseleler yüzünden geçtiğimiz hafta tutuklanmıştı.

Yorumlar

gozanlı dedi ki…
armayı düşündüğüm zaman inşallah sonu kötü olmaz ama hukusuz bir şey varsada ortaya çıkmalı suçlular cezasını çekmeli şu da varki günümüz türkiyesinde gözaltına almalar ne kadar adaletli, suçla ilgili ne kadar kanıta bakıyorlar, birilerinin isteği doğrultusunda işlem yapıyorlar. başkanı sevmem etmem ama takımın tekrardan kongre kayyum gibi felaket durumlarına düşmesinide istemem tekrar tekrar inşallah sonumuz iyi olur
Onur BİÇER dedi ki…
Zamanında denetim isteyince kom.te.re ci olduk. Şeffaflık isteyince hain olduk. Kurumsallaşma isteyince karıştırıcı olduk. Şimdi gitsinler el oğluna hesap versinler. Arkasında ne vardır bilemem ama bizim kayıt sistemimizin olduğunu da pek sanmıyorum. Bakkal defteri bulurlarsa öpüp başlarına koysunlar. Baştan sona pislik kokan bir ortamda bugün olmasa yarın muhakkak başına böyle şeyler gelecekti bu kulübün.

Adanaspor maçının satılmasını konuşmayan yok...
Mersin maçı ve Güngören maçında futbolcuların hesaplarını konuşmayan yok...
İddia oranlarına göre acayip maç sonuçlarından şüphelenmeyen yok...
Takımın etrafında tefecilerin cirit attığını duymayan bilmeyen yok...
Konulan temliklerin resmi bir belgeye dayanmadığını bilmeyen yok...
Harcamaların bankalar kanalıyla değil de elden yapıldığını sağır sultan duydu...
Menejerler, spor insanları (!) kulübün çevresinde cirit atıyor...
Futbolcularından parlak olanlar onun, bunun ricasıyla oraya buraya peşkeş çekiliyor...
Kaşarlar, para gözler yıllardır takıma tıka basa dolduruluyor...
Pek tabi bundan nemalananların olduğunu bilmeyen yok...

Neresine el atsan elinde kalacak bir camiada bilgisayarlara el konulması için çok bile gecikildi. Başkan değil, başkanlar, yöneticiler göz altına alınmalıydı. Deşifre edilmeliydi. Alem kulübün kasasından ense kalınlaştırdı, kulüp zayıfladı. Çıksınlar hesap versinler. Bana değilse, niyeti ne olursa olsun, devlete hesap versinler.

Böyle başa böyle tarak. İyi olmuş. Hem de çok iyi olmuş. Yıllardır kurumsallaşın, şeffaflaşın diyoruz, kimsenin umurunda olmuyor. Yumurta kapıya dayandı, herkeste bir korku. Sorun bakalım kendinize, bu korkuda payınız yok mu? Sessiz kalarak düzenin devamını sağlamadınız mı? Nemalanarak düzenin parçası olmadınız mı? Şimdi neden korkuyorsunuz, balığın ters yatmasından mı? Yıllardır ölü balık yedirmişler hepimize, şimdi balık yan yatacak diye korkamam.
yavuzy dedi ki…
"Tek adamı" hep bu yüzden eleştirdik zaten; o'na birşey olunca "biz"e ne olacak? Onsuz bir hiçsek, sonumuz kötü. Ama ben "herşey" olmasak da "hiçbirşey" de olmadığımızı düşünüyorum.

Eğer bir ceza alacaklarsa, suçları kanıtlanırsa, diğer tüm konular umrumda değil ama Demirspor'a yaptıkları için ceza almalarını dilerim. Ondan sonrasında daha temiz bir gelecek kurabiliriz.
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Yıllar önce Aydınspor'da benzer birşey olmuştu.Umarım sadece bilgisayarlar değil bütün defterler didik didik aranır. Ve yine umarım hedef sadece Tuncel değildir.Varsa Demirspor üzerinden kişisel çıkarları olanlar!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...