Ana içeriğe atla

Favori Gösterilmek

Belki de bugüne kadar bizi yakan şey bu oldu: Favori gösterilmek. Çünkü Demirspor forması, renkleri ve logosu çok şey ifade eder. Çünkü geleneği güçlü, camiası güçlü ve herşeyden önemlisi tribünü güçlüdür. Demirspor forması, rakip takıma "kazanabilmek için daha iyisini yapmalıyız" gücü verir.

Biz çoğu zaman tribündeki gücümüzle sahadaki gücümüzü birbirine karıştırdık. Çünkü "tribünde bizsek sahada sensin"i şiar edinmiştik. Tribünde yenilmiyorsak sahada da yenilmezdik, ya da yenilmeyebilirdik.

Bu karışıklığın sonunda belki de kendimixi dev aynasında gördük. Saha ile tribün araasındaki mesafenin bu kadar büyük olacağını tahmin edemezdik. Yaşadıklarımız bize bunu öğretti. Sesimizl, yüreğimizle sahaya insek de, bazen futbolcuların kumpaslarına, akıl oyunlarına müdahale edemedik; kaslarına kan pompalayamadık. Onların hayatına müdahil olamadık. Kulüpte olan bitene müdahil olamadık. Kapalı kapılar ardında olan biten, tribünde olan bitenden baskın çıktı.

Bu sefer favori gösterilmeyelim. Varsın olsun... Tribündeki gücün maçları kazandırmadığını öğrendik. Biz yine de yerimizi alalım ve görevimizi yapalım. Ama bunun bize her zaman avantaj olmadığını unutmayalım.

Favori onlar olsun. Karşımızdaki kimse, onlar... Biz bu sefer iddialı değiliz diyelim. Sahadakiler bugüne kadar bize umut vermedi çünkü. Biz umudumuzu kendi kendimize canlı tuttuk. Sahada bize umut verenlerin attığı kazıklardan sonra, bu sevgiyi kendi kendimize büyüttük; içimizde yaşattık. Şimdi yine içimizden, dipten ve derinden, hissedelim umudu.

Favori değiliz, öyle kalalım. Yarın tabelada favori olmayanın ama kazananın tarafında olalım. Çünkü Demirspor, bizi şaşırtmaya alışkındır.

Yorumlar

ultraslanhaber dedi ki…
Yeni Malatya yı şans eseri 120 de gol atarak penaltılara götürüp elediniz. Tabi ki tek kale maç yapan Bandırma mız favori gösterilcekti.
yavuzy dedi ki…
Yine tek kale Bandırma oynasın ve yine şans bizle olsun o zaman.
ultraslanhaber dedi ki…
Geçmiş olsun, Adana demirspor sempati duyduğum bir takımdı ama bize rakip olduğunuz için sempatim bir maçlık ortadan kalktı. Seneye gelirsiniz inşallah Bank Asya'ya..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...