Ana içeriğe atla

Adana Demirspor Kongreleri

Yeni bir kongre öncesi, bugüne kadar kongre deyince aklıma gelenleri sıralamak istedim. Kongreden çok kangren haline gelen, artık bir yaz klasiği oldu. Kangren olmadan yaz ayı geçiremiyoruz.

Adana Demirspor kongreleri demokratik kongreler değildir. Kongrelerimizde tartışma, fikir alışverişi, Demirspor'u nasıl daha iyi hale getirebilirize dair bir fikri ortam olmaz. Biz daha çok tek adamlara biat etme şeklinde geçiririz kongrelerimizi.

Kongrelerimizde neden başarısız olduğumuzun analizi yapılmaz. "Daha iyi yöneten varsa çıksın" diye rest çekilir. Demirspor kongreleri, "bakın muhalefet edersiniz size sahip çıkmam ha" diye aba altından sopa gösterilen yerdir. Ölümü gösterip sıtmaya razı oluruz. Susup yerimize oturmayı, birlik beraberlik göstergesi sayarız.

Demirspor kongrelerinde, yönetimler neden başarısız oldıuklarının hesabını vermez. Hep aynı ezberler, hep aynı kalıp cümleler, hep aynı vaatler sıralanır. Harcanan paraların, harcanan ümitlerin analizi yapılmaz.

6 Haziran veya daha sonraki Demirspor kongresi, "Mustafa Tuncel sahibimizdir ve hepimiz onun boyun eğenleriyiz"i onaylamak için yapılacaktır.

Sayın Tuncel'e, "başkanım bu sizin 3. başarısızlık döneminiz, aynı hataları tekrar yapmamak için neler düşünüyorsunuz" diye soracak bir babayiğit çıkacak mıdır? Bu soruyu soracak bir eski yönetici, bir yerel basın mensubu Adana'da bulunmakta mıdır?

Yanılmayı ve "bu sefer başka bir kongre oldu" diyebilmeyi ümit ediyorum.

Yorumlar

mehmet çevik dedi ki…
yorumunuzun tamamına katılıyorum...adanadaki 1980 sonrası alınan göçler,sosyal ve ekenomık dengesızlık, özellıkle yerel yöneticiler..ve seçılen mılletvekıller hep kendılerıne oynadılar..hıç kımse bız hep kalkınıyoruz,amaçlarımızı gerçekleştırıyoruz, bırazda adana demir spor faydalansın dıye girişim yapmadılar. ya bırılerının sorunları vardı çözmek ıcın kullandı, ya seçılmek ıktıdarda kalmak adına kullandı,parası vardı faıze vermek ıcın kullandı,yada sorunları vardı kalkan olarak kullandı.. ama hep olan demır spora oldu..ve üzgünümki adanadaki buyuk bır bölüm basıncı kardeşlerımız ya kendı vizyonlarının düşük olmasından yada patronlarının kendılerını korumamasından yada yanlış meslek seçmelrınden hep rüzgara dogru yazdılar...bir dik duruşları olmadı. acı çekmedıler,oruç tutmadılarkı bayram etsınler. güne göre davrandılar..ads ye katkı saglayamadılar..halende öyle..yanı demır sporun başarısızlıgında gelen yönetım ve yönetıcılerın oldugu kadar basının suçuda çok büyüktür..
bır süre sonra seyırcıyıde alet ettıler..baktılarki ads de tatlı para var, kımı kullanacagız seyırcıyı dedıler ve böldüler..
bir adanalı ve adanada yaşayan bırı olarak adanamızın hem sanayıde, hem ekenomıde, hem kendı kültürünü geliştirememesinde, hemde futbolda ilerlememesınden dolayı utanıyorum.
futbolseverlerın daha bılınçli, daha akıllı, örgütlenmesi lazımdır.örgütlenmeyen toplum kullanılmayada adaydır.
bu nasıl olacak dersenız... bunuda başka bır yorumda ınşallah paylaşırız..
AHMET KAYANIN BAŞKALDIRIYORUM ŞARKISINI DEMİR SPORUMUZ ICIN DINLEYELIM.

SAGLIKLA KALINIZ...
Adsız dedi ki…
Sadece milletvekilleri mi suçlu? adananın son 25 yılına damgasını vurmuş aytaç durak suçsuz mu? Bugün adananın en büyük sorunu işsizlik neden şehre yatırım yapmak isteyen kaç işadamı haraç istenerek kaçırtılmış? öte yandan trafik sorunu
şehrin her tarafı kırmızı ışık,kaç tane altgeçit var kaç tane köprü var trafiği rahatlatmak için,olanların 1-2 sinden birini yapmış ondada türkiyeye rezil olmuştur.meşhur ahtapot köprülü kavşak eskiden onunda üstünde trafik ışıkları vardı.
şehri yönetemeyenlerden demirsporu yönetmelerini beklemek hayal olurdu.(zaten beklentimde yoktu.)
silacakay2003 dedi ki…
memet bey de dahil en bbuyuk hata ve suc gazetecilerdedir. bir tane gazeteci ben bagımsızım diyemez. hepside ayrı ayrı birilerinin kalemi. gazeteciler haric herkese saygılar.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...