Ana içeriğe atla

"Yol Manzaraları"

Tokat dönüşünde, TRT FM'in Yol Manzaraları programının, Yol Arkadaşım bölümüne konuk olduk. Çorum civarındayken denk geldiğimiz program, o sırada yolda olanların kendilerini aramalarını ve anılarını paylaşmalarını istiyordu. Arka koltuktakiler, maçın yorgunluğu ve maç sonrası gergin beklemenin üstüne bir de kavurmanın da verdiği ağırlık eklenince, uyku moduna geçmişlerdi. Yol açıktı ama hava karardığı ve soğuk arttığı için yağış tehlikesine karşı biraz tedirgindik. Hastalık belirtileri iyice artan kaptanımız Punto (a.k.a Caz) Apo'yu zinde tutmak için yerli yersiz konuşup, radyo kanallarını kurcalıyordum. Programın anonsu denk geldiğinde, Apo, biraz da onların kafasını şişir diye mi düşündü bilemem, "arayalım abi, yol anısından çok ne var bizde" diyerek kanıma girdi. Aradık. Deplasmandan dönen taraftarlar olduğumuzu duyunca telefonu açan kişinin şaşkınlığı ve sevinci sesinden belli oluyordu. Maç sonucunu sordu. Sonucunu söyleyince, nedense güldü. Biz de güldük (Dışımızdan). İlginç bir konuk olacağımızdan emindi ki biz sizi arayacağız dedi.

Aslında radyo programlarına alışığız. Yıllar önce, Ankara'daki Telekom deplasmanı öncesi Radyo ODTÜ'ye konuk olup Demirspor'u konuşmuştuk; yakın zamanda da Mondiali Antirazzisti maceramız nedeniyle Ankara Radyosu'na konuk olmuş ve Radyo-1'e de telefola bağlanmıştık. İletişim kanallarını iyi kullanan bir ekibiz vesselam.

Ankara'da bizi bekleyenlere progrmaı dinlemeleri için acil haberler verip, telefonun çalmasını bekledik, o sırada arka ikili de ukusundan uyanıyordu. Ne konuşabilirize dair kısa bir beyinfırtınasından sonra telefon çaldı ve canlı yayına alındık. "Tokat'taki Adana Demirspor maçından Ankara'ya dönen ve Çorum civarında olan bir ekibiz" diyerek, tek bir cümlede Türkiye coğrafyasını dolaştım. Sunucu, "kalabalık bir grupsunuz galiba" dedi, "asıl kalabalık grubun Adana'ya döndüğünü, bizim daha az olduğumuzu" söyledim. Ardından sunucu, renkleri için yollara düşmenin güzelliğinden bahsetti; açıkçası bize fazla söz bırakmadı. Ankara'dan elimizden geldiğince deplasmanlara gitmeye çalıştığımızı araya sıkıştırabildim. Diğer konuklara göre daha kısa bir konuşma yaşadık. Sanırım "taraftar" olarak canlı yayında programın çizgisini bozabileceğimizden korktu! Yine de Adana Demirspor'u farklı bir mecrada daha hatırlattığımız için sevindik (Küçük şeylere sevinmeye alıştık).

Eğer istek şarkımızı çalsaydı Yollar Bize Memleket'i isteyecektik. Ziynet Sali çaldı. Neyse ki Türkay_ADS'nin en sevdiği şarkılardan biriymiş!

Yol Manzaraları programı, Cumartesi-Pazar, 18.00-20.00 arası TRT FM'de yayında...

http://www.trt.net.tr/Radyo/RadyoDetay.aspx?tanitimid=30527&tur=Radyo&Kanal=TRTFM

yolmanzaralari@trt.net.tr

Yorumlar

türkayADS dedi ki…
Abi senin bu dokundurmaların yok mu, beni benden alıyor:))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.